20. Sayı
Diğer
Yine o gri günlerden birine uyandı. İstisnasız her sabah ılık bir duş ile başlardı güne. Mükellef bir kahvaltıyı müteakip, bol köpüklü Türk kahvesini yapar, evin verandasında yerini hiçbir zaman değiştirmeye yanaşmadığı sandalyesine oturur mevsimleri seyrederdi. Ahşap verandada farklı renklerde sardunyalar ve yasemin vardı. Senede bir kere açsa bile bayılırdı yaseminin kokusuna. Şimdilerde sonbaharı seyrederken sararan yapraklara içlenir, derin nefes alırken burnuna gelen kokuyla dalardı maziye. Saçına düşen aklarda, yüzündeki çizgilerde saklıydı geçmişin izleri. Gökyüzünün grisi yıllar evvel o eve ilk taşındığı zamanı getirdi aklına. Nelerden vazgeçtiği, kimleri geride bıraktığı, kimleri yanına kattığı bir bir döküldü önüne. Burnundan derin bir nefes daha aldı ve ağzından oh dercesine verdi. Rahatladığı şüphesizdi. Arkasından Türk kahvesini yudumladı.
Akrep burcunda Venüs ile kavuşan Güneş tutulmasına gidiyoruz. Geride bıraktığımız süreçte özellikle sabit burçlar üzerinde hatırı sayılır zorlanmalara şahit olduk. Sabit kalmaya canhıraş direndiğimiz alanlardan kâh güzellikle kâh zorbalıkla dışarı itildik. Yitirdiklerimiz ya da yitirdiğimizi düşündüklerimiz oldu. Kapandı sandığımız yaralar tekrar açılırken en derin korkularımız ve ayağımızdaki prangalarla yüzleştik. Maddi ve manevi verilen kayıpların yükü hâlâ omuzlarımızda. Şimdi tüm bunlar değişsin, o konfor alanından çıkılsın diye yeni bir Güneş tutulmasını karşılıyoruz. Bu tutulma özellikle ikili ilişkilerimizi ve maddi konuları mercek altına alacaktır. Bitti dediğimiz yerden tekrar başladığına şahit olacağız. Sorumluluklarımızın bilinciyle kendimizi çalışarak ortaya koymamız gerekecek. Akrep burcu dönüşümü anlattığı için ilerleyen dönemde hayatımızdaki birçok şey dönüşmüş olacak. Herkesin ve her şeyin bizim oluş hâlimize hizmet ettiğini unutmamalıyız. Özellikle ikili ilişkilerimizde her ne olduysa oldu deyip yeniliğe kucak açmak en doğrusu olacaktır. Kıskançlık, kin, öfke hâlinde kalmak, canımız acıdı diye can acıtmaya çalışmak bizi olduğumuz yerde tutar. Mücadelemiz ve hareket alanımız tamamen en derinimize ulaşarak istenilen formu kazanmak üzerine olmalı. Bu dönemde hareket etmek, spor yapmak enerjiyi doğru yere kullanmamızı sağlar. Kardeşlerden, yakın çevreden ve gerçekliğine inandığımız kişilerden bu yeni başlangıçlara destek gelebilir. Herhangi bir yeni ortaklık söz konusu olabilir. Maddi konularla alakalı dolandırıcılık söz konusu olabileceği için dikkatli olmakta fayda var. Aynı zamanda arkamızdan konuşanlar ve konuşulanların da bir bir ortaya döküleceği bir sürece doğru gidiyoruz. Geçmişle alakalı birtakım ani gündemler önümüze gelirse bunlardan neden özgürleştiğimizi unutmadan hareket etmeliyiz.
Yurt dışı ile alakalı yeni ticaret anlaşmaları yapılabileceği gibi, ani bir kararla yer değiştirmek, taşınmak da gündemimizde olacaktır. Buna ülke değiştirmek de dâhil. Manevi konularda da daha derin bir bilgiye ulaşıp kendimizi bu alanda da geliştirebileceğiz. Üreme organları ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda dikkatli olmakta fayda var. Konu Akrep olduğu için krizler ve krizlerin yönetimi çok önemli. Bu yüzden kriz ve kaostan uzakta, yaşlanmak için değil yaşamak için yaşamalıyız. Kimi eleyeceğimiz, kimi geride bırakacağımız mıh gibi ortada. Arkasında durulmayan sözler, gözümüzün önünden düşüp gideli epey oldu. Hâliyle artık değişim ve yenilik için yeni bir yol gerekiyor. Kendimizi karanlığımızla ve aydınlığımızla kabul etmemiz gerekiyor. Gücümüzü aydınlık için kullandığımız, ışığımızı yaydığımız sürece evrenin eli de üzerimizde olacaktır. Sonuç olarak hangi kaybı vermiş olursak olalım, buna kendi eski formumuz da dâhil, kaybımızla yüzleşip sağlıklı bir yas tutarak bitti dediğimiz yerden tekrar başlamamız gerekiyor. Başkalarını dönüştürmeyi bırakmalı, karanlık ve gizli işler peşinde kesinlikle olmamalıyız. Bizim aradığımız şey; en çıplak gerçek ve o gerçeğin ne olduğunu zaten içten içe biliyoruz. Şimdi Akrep burcundaki tutulmayla bu gerçeğe, öze, derine, dönüşmeye ve yeniliğe gidiyoruz.
Gökyüzünün grisi yeryüzünün yeşilini sarartıyor, mevsim sonbahara çalıyordu. Severdi sonbaharları. Bir sonbahar sabahı bir karar vermiş olmanın gücüyle kalabalığı yararak koşar adımlarla ilerlerken elinde tek bir çanta vardı. Alelacele hazırlanmış birkaç parça önemli eşyanın tepildiği sapları soyulmuş deri bir çanta. Aylardır düşünüp verdiği karar üzere bu trene bilet almıştı ve kesinlikle kaçırmak istemiyordu. Yaşadıkları bir cenderenin içine sıkışmışlık hissi yaratsa da oradan kurtulmanın bir çaresi olarak görüyordu bu yolculuğu. Neyse ki zamanında perona vardı. Vagondaki yerini aldı, etrafındakilere şöyle bir baktı ve doğru yerde olduğuna emin oldu. Tren hareket edince camdan bakarken yine de doldu gözleri. Geride bıraktıklarına bu yolculuğa çıkmasına vesile oldukları için içten bir teşekkür etti. Sevdiklerini yanına katıp sevmediklerine el salladı… 2022 yılının ekim ayı miladı oldu…
Bundan yıllar sonra çiçekli bir verandada mevsimleri seyredebilmen için her şey. Yasemin kokuları içerisinde, mükellef bir kahvaltıya müteakip, köpüklü bir Türk kahvesi en çok senin hakkın. Saçına düşen aklar, yüzündeki çizgilerle harmanlandığında sen mevsimleri seyrederken bir bilge var diyecek bugünlerine burun kıvıranlar. ”Zamanında değişimi seçtiği için çiçekli bir verandadan hayata bakan bir bilge.” O bilge sensin.
Güneş tutulması değişim trenine biletini getirecek…
Sevdiklerinle dolu bir vagondan, sevmediklerine el salladığın bir yolculuğa çıkaracak seni…
Yine, yeni ve yeniden başka bir yolculuğa…
Eğer trendeki yerini alırsan, çiçekli bir veranda son durağın…
Sevdiğin herkes trende seni bekliyor.
Değişim ve dönüşüm seni çağırıyor.
Hadi geliyor musun?