30. Sayı
Şiirhane
Dileğimi tükürerek doğruldum
Kısrağım, avuç içlerini yok sayanım
Babamda yok olan senfonim
Barajlar dolduğunda, orada hiç konuşulmayan yerde
Bugün doğabilecek bir bebek, orada hiç konuşulmayan evde
O büyüyor soğuk mermerin değdiği yerde
Doğan, eriyen, yok olan o zehir
Ucu olmayan yolda.
Kimden bu dileğim, yoklaya yoklaya yok olan kimden bu zehir
Seviden, serden, seziden hep bir yerden gelebilen
Kimden?
Bir zamanlar anne şalları dolanırmış yeryüzüne
Plevne bulvarı, sema çay bahçesi, kiraz hevenkleri
Bunu; gözleriniz, kanınıza giren sıcaklık, burnunuza değen buruk anlarda bilirsiniz.
İşte annem öyle dilek tutarmış, gölgesine dönük yürürmüş
Ben ki gölgeme bakarak yürümede hevesli, paldır küldür eteğimde çiçek senfoni
Bu işte.
Var eden zelzelesi.
Kan tadı damağıma yapışıp kalmış
Soluk soluğa uyandığım günü aceleyle örtüyorum.
Tatlı dillerim ne çabuk yol alır,
Eriyip bitme diyemeden, eteğimden düşenler nerde?
Anne kim yıktı bu evi?
Şuracıkta olsun bitsin, eteğimde bilmediğim senfoni.