Ellerimin ağrısı çocukların gözyaşı Ateşten günler devriliyor üstümüze Acılar liberalleşti kısa zamanda Arsız kuruluşlar hala uluslararası
Yanlış herkesi birbirine benzetiyor Güvercin gölgesi ölümün ucunda Koca 21.yüzyıl bir maskeye sığar mı? Ki havasız evlere sığdı uygarlık adımları Barbar şanıyla daracık yüzlerde
Deterjan betonların tatlısı soframda Karanlık herkesin kardeşi halden anlamaz Bulutlar soldu hüznün renginde Uzakta kaldı menevişli sahiller Maki dallarında fosilleşmiş coğrafya Sakallarım cümbüşlü şeytan tüyüyle
Kaç kesik cümle kaybetti rengimiz Mendil misafiri soğuk yüzümüzün Kekre bir yaşam dikdörtgen masalarda nasıl geçsin Şehrin kamburu bozuk ağızlarda Susmak haylazlığı var gelgitlerin eteğinde
Kar suları kurtulmuş gururundan Çiçekler acıtmaz toprağı Yağmuru çalıyor sustukça zaman Yırtık kelimelerin gölgesi elveda Yuvamız manşetlerin izinde hüzün takviyeli
Bir cellatla yaşıyoruz düşlerimiz işgal Şekil değiştiriyor gizli kötülüklerin bataklığı Ve hala memleket meselesi meclisteki kavgalar -Ki hiç bitmez-
Sesler karanlıkta sönüyor Bozkırın buğusu sabahta kimsesiz Yaraya batırılmış saatler duvarda Yıldızları okşuyor şivesi dökülen kadınlar
Molozlar yığılı suratsız yüzlerde Hakaretler kötü bakışların feneri Aydınlatıyor dar yüzlerde nefretimizi Kapılar ağaçların kesik damarı / kansız
Rutubetli tenimiz daralmış odalarda Sahilleri kovalıyor köpek sesleri Bir yığın adam gizleniyor derisinin altında Karı koca ilaçlar püskürtüyorlar birbirine Tatsız tuzsuz sahte yüzleriyle
Herkes kendi içinde boğuluyor Fotoğrafta bile çalışıyor emekçiler Görüyorsunuz Ben günah meridyeninden geçiyorum
Vakit yok gidiyorum kirlenmiş yollar Sütü kesilmiş anasız kuzuların Sesim geç olmuş, boşluğu öğreniyor Vakit çok dar Bu kadar yola nasıl yetişirim, Derdinize şiir gönderebilir miyim?