15. Sayı
Şiirhane
Sonsuz kere rüzgar
Sonsuz kere ayaz
Aydınlık bir kere gülmüştü yüzüme
Yüzünde açılan karanfillerle
Sonsuz kere sonsuz karanlık şimdi
Sonsuz kere aynasız düş
Karanfiller dağınık benler gibi kaldı yüzümde
Hayallerin suretinde bir düğüm yokluk
Yansıması yok ıssızlığın
Yansımasız sesin
Yankısız gülüşün…
Varlık, sonsuz kere sonsuz karanlık
Evrenin içine bulaşmış, karışmış, yapışmış
Suretlerin aydınlığında bir sabah yok!
Paramparça sabahların sureti çok
Sonsuz kere ıssız kuytular
Kuyular, atılan aynaların parçalarıyla dolu
Sonsuz kere karanlık her parçada
Aynadaki ıssız yansımanda…
Parçalanan ve dağılan seslerin sureti yankılanır odalarda
Parçalanır içim sesini duyunca
Karanlık duvarların içine işleyen zamanda
Ömrün uzun yollarını törpüledi bakışlarım
Gidecek başka yer yok, önünde uzanan yoldan başka
Altından yalancı sular akan köprüler yok
Seni beklerken
Bütün köprüleri yaktım ben…
Bıktım, usandım
Dilimce hecelenen ağıtların ağırlığından
Gelirsen bütün dünya yanar yeniden,
İçimden taşan lavlardan...