Haziran

Yazar

Himmet Çokal

18. Sayı

Şiirhane

Ölümsüzlükler çağrıştırıyor haziranlar.

Kanıksanmış bir gerçekle uzanırken toprakta,

Çıplak bedenler boylu boyunca.

Vera'nın Nazım’ı kayarken ellerinden,

Olduğu gibi.

Buruk şiirin dizeleri.

Toprak utanıyor kendinden.

Toprak ki kuru, çatlak ve titreşen buğulu.

Ruhlar yükseliyor arşa asi ve gururlu.

Ölüm dediğin:

Çağlarca engellenemeyen bir hakikat,

Dili, dini, ırkı, rengi etmeksizin ayırt.

Ölü bedenler savruluyor toprağa tohum gibi,

Tanrı'nın mucizevi ellerinden yeşermek için yeniden.

Kâfi gelmiyor ölümler.

İnsan etiyle beslenen doyumsuz canavarların,

Kesmiyor öldürme tutkusunu dahi salgınlar.

Alacaklı ruhlar bekleşiyor toprağın altında;

Oysa haziranlara yakışıyor en yaslı ölümler.

Taze bir acı, ölümsüzlüğünü ilan ediyor;

Bir ananın incinmiş yüreğinde.

Bilindik birkaç şair başını uzatıyor cennetten.

Kırgınlık duymadan buruk haziranlara,

Tebessümle bakıyorlar dünya denen bu hana.