22. Sayı
Şiirhane
Küller ve İzi
Teşhis edemiyorum içimde yanan şehirde ölen acıyı
Bilmiyorum bu kez diri diri yakarak hangi acıyı öldürdüğümü
Külleri uçuşan sevdayı soluyan acemi kuşların matemi
Dünya yudumluyor yeni bir suskunluğu
Yara izidir soluğumda kanayarak sana uzanan her cümle
Sana uzanan yolların damarlarına dolan kırmızı kafiyeler
İzi geçmeyen tılsımlı bir aşk hâlidir coğrafyamızda
Yüreğimin derininde biriken ukdeler toplamında destanlar
Sevda ülkemin yangınlarından sonra
Ateş yarasıyla kavrulan ellerimden kurtulan
Taşıp duran küller
Uçuşan küller
Sevişen küller
İz ve Külleri
Teşhis edemiyorum bu ölü hüznü gecede
Külleri yorgun soluğuna taşıyan her sabah eksik
Akşam siyahi düşlerin esiri dokunduğu yerde karanlığa
Gecede gözlerimi diktiğim dertli tavan sitemli
Dünya yudumluyor yeni bir yalnızlığı
Sesin ise kül rengi bir yıldız, konuyor geceye
İçime işliyor sessizce ciğerimde bir kuru gazel uyanıyor
Dumanı genzimde ağrılı bir hüznü yeşertiyor
Alaca karanlık vaktinde duruluyor küller
Küllere bulanmış başım, duvarımda izidir matemin
Bir rüzgâr esiyor dünyanın öbür ucundan sen gülünce
Sığmıyor mecalsiz evimin menziline
Taşıp duran küller
Uçuşan küller
Sevişen küller