Piyes

Yazar

Esra Sönmez

27. Sayı

Şiirhane

Yaşamak, bir tiyatro oyunu olsa gerek
En arka sıraya oturmuşum hem de isyan ederek
Öylesine kalabalık ki zaten önüm
Bir dünya seyirci... Mahşer yeri mübarek!

Kapanınca ışıklar ve başlayınca oyun
Açılan perdelerin kalkan tozunu soluyun
Herkes heyecanlı, oysa ben acı duyuyorum
Söyle sevgilim, niçin böyle hissediyorum?

Tek kişilik biletim yırtılmış, uçuyor
Beyaz bir ruh gibi semada süzülüyor
Sema hoş, sema salonun tavanından sarkıyor
Ama ermek huzura ne kelime! Oyun daha yeni başlıyor

Ve bir mektup gelmiş oyunculardan meğer
‘Lütfen ağlayın, bu oyun fazlasıyla ızdıraplıdır,” der
Bilmezler mi? İnsanevladı acıyı pek bir sever!
Ondan sararıp solar dünya ve çoğalır sefiller

Ve ben, o an kalkıp çekip gitmek isterim
Şapkamı akılsız başım, şemsiyemi tutar umarsız ellerim
O asırlık koltuktan pek bir güç kalkar bedenim lakin,
Dururum, çünkü seni görür yılgın ve yaşlı gözlerim

Beyaz bir hüzme gibiydi benliğin
İlk kez diledim, “Lütfen tanrım, şu piyes hiç bitmesin!”
Hiç bitmesin ve ben onu ölene değin izleyebileyim
Çünkü şu koskoca oyunda sevgilim, sevdiğim tek perde sendin.

Fakat bir çiğin yapraktan kayıp gidişi
Senin ayrılışından bile uzun gibiydi,
Yine de yakınmam, sevda derdi de güzeldi
Zira senin aşkın; bana alkışlamayı öğretti.

Ve hiç beklemiyordum ancak
Oyun birdenbire bitiverdi
Gelip giden tüm o selamlamalar
Katafalkımın başındaki dualar idi

Boşalınca sahne ve çekilince perde
Hissettim, cesedim şimdi tümüyle toprağın içinde
Oyuncudan seyirciye atılan o bir adet gül
Ağır ağır düşmektedir mezarımın üzerine...

Şimdi bir sonraki perdeyi beklese de ruhum
O oyun bir daha oynanmayacak, biliyorum
Yeni seyirciler dolduracak salonu ve
Benim aksime,
Onların bu oyundan zevk almalarını diliyorum...