27. Sayı
Şiirhane
Eğer yaşamak denirse buna, yaşıyorum!
Yüz yıllık bir çınar gibi yıkık ve dökük.
Taze bir fidan gibi küçücük
rüzgarda, köklerinden sökülecek
kadar kırılgan ve titrek.
İlmeği boynunda bir idam mahkumu gibi umutsuz.
Karada, su göleti bulmak için son nefesine kadar çırpınan
bir balık gibi hâlâ umutlu.
Çok sevdiği için memleketini, sürgün edilmiş bir şair gibi
hasret dolu.
Anadolu’nun çorak topraklarında
Güneşin buseleri ile teni esmerleşmiş, dudakları çatlamış,
gün boyu ter dökmüş ve akşamın serinliğinde
evine dönen rençber bir adam gibi yorgun.
Öyle bitik, öyle umutsuz, öyle yorgun ve öyle umutlu...
Evet, yaşamak denirse buna,
İşte... işte yaşıyorum!