9. Sayı
Denemeler
Kalabalığa karışmaktan korkmayalı uzun zaman olmuştu. Şehrin ışıklarına doğru yola çıktım. Kokusunu derince içime çekebileceğim bir denizin varlığı; bu kenti yaşanabilir kılan, onu ‘evim’ diye sevebilmemi sağlayan yegane teselli.
Zamanında sözcükler mi daha gençti? Sahi neydi, ağzımdan çıkarken çökmüş bir adama ait hissettirmeyen kelimelerin gücü? Yoksa beni karanlıktan koruyan bir düşünce miydi, yalnız olmadığımı bilmek?
Şehrin ışıklarına doğru yürüdüğümü anlamış olmalılar artık, bekletmek yakışık almaz. Söylemem gereken ne varsa bavullara doldurdum. Biliyorum, her şey burada ve şimdi gerçekleşecek. Sonraya kalamaz, ne son notanın telde bıraktığı iz ne yakarışını duyurmaktan aciz deniz. Bir yok oluş çabası benimki, yarı yolda kaybettiğim kelimelerimi arıyorum, olabildiğince sessiz.
Eskiye nazaran daha titiz ve duyarlı hareketlerim. Birilerini incitmekten korkar gibiyim, belki kendimden içerliyim. Kimim, kim değilim? Bildiğim, içimde fazladan yer tutan bir benin varlığına yeniyim. Unuttuğum onca rengi hatırlamakla meşgul bedenim. Ateşe uçan bir kelebek görse kalbim, gözümü çevirmeye yok mecalim.
Ruhumun ayakları yere basalı beri, her gün farklı bir âlem keşfediyor gözlerim. Yorulmak nedir bilmeden, durmayı aklından bile geçirmeden... Dizginlerinin ucu kimsede olmayan o koca yalnızlıktan, sana varalı çok olmadı. Bir çırpıda kabullenmiş, hem aceleye getirmiştim kendimi. Buralar eskisi gibi değil. Şehrin ışıkları diyorum bak. Oysa tutuşturduğumuz yıldızların ateşi, ne kadar uzak şimdi. Her şey burada ve şimdi gerçekleşecek. Hatırlar mısın, bir zamanlar geçmişe takılmıştı dallarım? Şimdiyse öyle büsbütün bulutlara uzanmaktayım. Söyle bana, duyuyor musun şehirdeki ışıkları?