10. Sayı
Denemeler
İnsanlık... İnsanlık dediğimiz kavram çocukluktan başlamaz mı? Peki ya çocukluk nedir? Ben size söyleyeyim. Annen yanında yatarken “Bana sarılır mısın anne?” sorusundaki sevgi arayışıdır. Gece öcülerden korktuğunda tam yorganın altına girecekken babanın evde olduğunu hatırlayarak “Belki babam beni korur” cümlesindeki güven arayışıdır. Kırmızı oyuncak araban kırılır kırılmaz yeni bir oyuncak araba arayışında bulunmayıp, kırılan oyuncağın peşinden ağlamaktır çocuk olmak...
Şimdi diyeceksiniz “Ha çocukluk ha yetişkinlik ikisi de insanlık değil mi? Hayır efendim değil. Çocukluktan çıkıp büyüdüğümüzde yani yetişkin olduğumuzda emellerimiz değişir. Sevgi arayışına değil; Para, meta arayışına düşeriz. Güvenmek, güvenilmek istemez, birilerini sürekli incitmeye çalışırız. Kırmızı arabamız kırıldığında ağlamaz, yenisini alma arayışına düşeriz. Tabii bunlara insanlık demek ne kadar doğru olur bilemiyorum...
Peki ya bu döngü neden böyle sürüp gider? Çünkü insanların çocukken hayattaki en önemli gayeleri sevgi ve güven duygusunu yaşamak, büyüklerinden bir şeyler öğrenmektir. Yetişkinler onlara arayış içinde oldukları sevgi ve güven duygusunu vermez, doğruyu yanlışı öğretmezse eğer; onlarında yetişkinlikleri bizden farksız olur. Çünkü çocuklukta bize ne öğretilirse bizim doğrumuz odur. İşte biz buna kader motifi deriz...
İnsanlık demek; Sevmek, sevilmek, güvenmek, doğruyu yanlışı bilerek, adaletli olmak, merhametli, şefkatli, yardımsever, dürüst, hoşgörülü olmak demektir. Ben insanlık kelimesinin içerisinde bulunan bu sözcüklere dayanarak günümüzde insanlığın kaldığını düşünmüyorum. Yukarıda da söylediğim gibi, çocukluktan çıktığımızda emellerimiz kötü yönde değişiyor. İçimizde bazı kişiler var ki insan kelimesini bile hak etmiyor. Bir kişi başka birini kolaylıkla dövebiliyor, öldürebiliyor. Sadece fiziksel şiddet de değil psikolojik şiddet de var tabii. Ne yazık ki verebileceğim birçok örnek bulunmakta... Bu örneklere ve daha nicelerine dayanarak insanlık hala yaşıyor demek ne kadar doğru olur bilemiyorum. Buna insanlık yaşarken ölüyor denir!
Bizler “insan” olamadığımız sürece sonsuza dek ölmeye mahkumuz. Ne demiş Oğuz Atay “Sevgili insanlık! Bir çocuk masumiyetiyle bir kere daha “Elma!” diyoruz. Ne olur çık artık!”