Doğanın ve Sevginin Dili

Yazar

Nuray Tüdeş

7. Sayı

Denemeler

Bitki yetiştirmeyi bilmek insan sevmeyi becerebilmekle aynı şeydir aslında... Başka bir dili vardır bitkilerin, kimisi güneş görmek ister, hani özgüveni yüksek insanlar gibi sahne ışığıyla beslenir; kimisi ise gölgede dinlenir, sakinlikten tenhadan demlenen insanlar gibi... Bana sevmeyi öğretti bitkilerim... Kimisini her gün suluyorum yoksa kuruyup gidiyor yaprakları, sürekli ilgi isteyen arkadaşlarıma benzetiyorum onları… Kimisi de haftada bir belki de bir bardak suyla yaşayabiliyor hatta fazlası çürütüyor köklerini, onlarda, araya mesafe girse de muhabbetimin kaldığı yerden devam ettiği dostlarım gibi... Kimisi ne su istiyor ne güneş sen unutuyorsun varlığını ama o öylece vazgeçmeden yemyeşil dimdik duruyor bir yerlerde, sanki ailemizden biri gibi... İnsanların da çiçeklerin de benzer beklentileri vardır yaşayabilmek adına. Hatırlanmak isterler emek ve ilgi bekler, sağlam ilişkiler ve güzel bitkiler... Uzun zaman önce çiçekleri çok severdim, sonra o  güzel renklere kanıp kış ayları geldiğinde ne kadar üzüldüğümü farkedince vefasız insanlar gibi uzak durdum onlardan... Zaten doğuştan alerjim vardı çiçeklere... İtirafıma tersti solup açan renklere aldanmak... Doğayı sevmem derim ama odama girer girmez kocaman bir yeşil aşkı karşılar... Sevginin bir tek sevene ihtiyacı vardır derler... Biz de haftada bir yapraklarını okşadığım palmiyem ile afacan bir çocuğun saçları kadar gür ve heyecanlı arekamla, asaleti ile huzur veren sukulentimle, isterse herkesin değişebileceğini gösteren kaktekamın diken yerine salınan yaprakları ile ve nerede olursa olsun hiç pes etmeden yoluna devam eden sarmaşığımla yaşamaya anlam katmaya devam ediyoruz... Umarım sevginin sadece sevilmekten ibaret olmadığını doğa bize öğretebilir ve emek harcamadan sevmenin bir insanı nasıl solduracağını fark edebilir herkes…