Gül Kokulu Şehir: Isparta

Yazar

Fahriye Ak

5. Sayı

Gezi Yazıları

Isparta, Akdeniz bölgesinin gül kokan şirin bir şehri. Adeta cennetten bir köşe. İnsana huzur veren ve dinlendiren; “Evet, olmak istediğim yer burası.” dedirten mis kokulu bir liman, bir sığınak.

Cennetten bir köşe demekle asla abartmış olmam Isparta’yı. Göller ve güller diyarı, lavanta ve zambak bahçeleri ile çok daha fazla hak ediyor bu sıfatı.

Dünyada sadece iki ülkede yetişen pembe gülden gül yağı, suyu, reçeli, kremi, lokumu, dondurması yapılıp Türkiye’ye ve dünyaya ihraç ediliyor. Kabe’nin yıkandığı gül suyu Isparta’dan gidiyor.

Gül bahçesi olan yaşlı bir amca, elindeki gülü göstererek: “Kızım bu gül var ya bu gül, Allah’ın bize ve bu yöre halkına bir hediyesi, bir lütfudur.” demişti. Çok haklı bir gurur değil mi? Bahar ayları geldiğinde tüm Isparta gül kokar, toplanan gülleri taşıyan kamyonlar sokaklardan geçerken etrafa mis gibi kokular yayarak giderler.

Bu dönemde geziler düzenlenir, festivaller yapılır, turlarla gelen insanlara gül ve lavanta bahçeleri gezdirilir. Güler yüzlü tatlı dilli gül kokulu insanlar, misafirlerine leziz ikramlarını tattırır ve çok güzel anılarla buradan ayrılmalarını sağlarlar. Diğer bir cennet köşesi Eğirdir Gölü: Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su gölüdür. Alabalık, kerevit ve sudak balık türleri yetişir ve ihraç edilir.

Eğirdir’e gelip alabalık yemeden, seyir tepesinden eşsiz göl manzarası eşliğinde çayın ve gözlemenin tadına bakmadan gitmek olmaz. Tarihi yarımadayı gezip anı biriktirmeden ayrılmak ise asla olmaz.

Isparta ve Eğirdir’in elması da en az gül ve lavanta kadar önemli gelir kaynaklarındandır. Elma dışında birçok meyve ve sebze de yetişir bu yörede; kiraz, üzüm, şeftali, patates, fasulye vs.

Davraz Dağı kayak merkezi kışın gelinip tatil yapılacak en güzel tercihlerdendir. Dav-raz Dağı 2635 metre yükseklikte Isparta Ovası’nı kocaman kollarıyla sarıp sarmalamış bir dağdır. Yamaçlarında çam, ardıç ve sedir ağaçları yetişir. Bitki örtüsü çok güzel ve oksijeni boldur.

Şarkikaraağaç ilçesinde de bulunan Kızıldağ Milli Parkı mavi sedir ormanları ile kaplıdır. Bol oksijeni ile astım ve göğüs hastalarına adeta şifa dağıtır.

Yazılı Kanyon Tabiat Parkı iç ve dış turizm için en çok ziyaret edilen doğa harikalarından biridir. Kanyonun yan duvarlarında Bizans dönemine ait yazılar bulunmaktadır.

Zindan Mağarası, Men Tapınağı, Ertokuç Medresesi, müzesi, mesire alanları gezildi-ğinde iz bırakacak yerlerdendir.

Gölcük Tabiat Parkı Isparta’nın nadide yerlerindendir. Gölcük krater bir göl olup Isparta merkeze çok yakındır, gezip gören-leri adeta kendine aşık etmiştir.

Isparta’yı anlatırken meşhur düğün yemeklerini es geçmek olmaz. Sokaklara kurulan kalabalık sofralarda kabune pilavı baş tacı olan ikramlardan biridir. Önden çorbası gelir ardından etli fasulye yemeği, keşkeş, salata, söğüş, turşu, ayran ve en sonda fıstıklı irmik helvası. Bazı yörelerine göre değişse de vazgeçilmezi kabune pilavıdır. Ayrıca kuyu kebabı, tiriti, pişisi, nokulu, oğlak çevirmesi tatmanız gereken lezzetlerin sadece bazılarıdır.

Rahmetli Barış Manço yaptığı bir TV programında Isparta’yı şöyle anlatır “Dostlar bazı yerler vardır anlatımı zordur, gezmesi zordur, dere tepe. Ama burası, yani Isparta, dümdüz bir ova, kağıt gibi adeta, çok güzel çok güzel...  Havası, suyu, insanı, toprağı şahane!” der ve seyredenleri Isparta’ya davet eder. Ben de bu nadide Gül kokulu cennet köşesine sizleri bekliyorum, hepinize güller ve göller diyarından selam ve sevgiler gönderiyorum...