2. Sayı
Şiirhane
Şeker şerbet çocukluğum
Bal kaymak çocukluğum
Çerden çöpten yapılmış bebeğim
Yarık yırtık et topum
İşte bütün mal varlığım
Annem işçi babam işçi
Evimiz gecekondu iki odalı
Zengin miyiz, fakir miyiz kimin umrunda
Şeker şerbet çocukluğum
Bal kaymak çocukluğum
Kışları soba başında, bütün aile bir arada
Üstünde kestane, kuzinesinde patates,
Sabahları sobada kızarmış ekmek
Yanında da adaçayı, ıhlamur ah!
Ne zengin sofralarımız vardı
Ne de mutlu yer içer, mutlu mutlu yaşardık
Ah çocukluğum vah çocukluğum
Şeker şerbet çocukluğum
Bal kaymak çocukluğum
Yazlarımız daha bir güzeldi
Ayağımız toprağa değer değmez
Kurardık oyunları, ortada sıçan,
Yakar top, yedi kiremit, çelik çomak,
Saklambaç, havadan istop...
Ah çocukluğum vah çocukluğum
Şeker şerbet çocukluğum
Bal kaymak çocukluğum
Canımız çıkardı, kan ter içinde kalırdık
Sadece tuvalete ya da su içmeye girerdik eve
Oyunların hakkını çok güzel verirdik
Mızıkçılık yapardık, oyuna almayız derdik
Ertesi güne her şeyi unutur, hep birlikte
Oyunlara kaldığımız yerden devam ederdik
Ah çocukluğum vah çocukluğum
Şeker şerbet çocukluğum
Bal kaymak çocukluğum
Stres, depresyon, playstation, zengin fakir
Güzel çirkin, markalı markasız, internet
Bütün bunları bilmezdik. Çünkü biz
Ayakları toprağa değen çok mutlu çocuklardık…