16. Sayı
Şiirhane
Duyunuz efendim,
Yerinden fırlarcasına çarparken şu kalbim,
Göğüs kafesimde dövüş tutsa aklımla;
Ve büklüm büklüm düğümlenirken midem,
İştahsız sabahlara uyansa
Ezik büzük bir torba olarak…
Hatırası, soframa ziyafet çeker.
Tadıyla gelir, bereketlendirir.
Görünüz efendim,
Bir günü binlerce günlere kıyas edelim
Adaleti aşk ile ölçülen bir tartıyla.
O gün ki yanımda sadece o var desem,
Kefeyi yalnızca bakışları doldursa,
Gülüşlerini dahi saymayarak
Ağır basar, diğer tüm günleri ezer geçer,
Gücüyle gelir, bereketlendirir.
Söyleyiniz efendim,
Nasıl olur da onu özlemeyeyim?
Sessizce kalbimde çalan şarkılarıyla
Ruhumda esip duran bir meltem
Birleşip birlikte beni ona ulaştırsa,
Usul usul, mevsimlerden kış olarak
Dönsek geri yağan karla beraber
Huzurla gelir, bereketlendirir.
Ah efendim,
En güzel kokularla müzeyyen kır çiçeğim
Sarmalarken ruhumu rayihasıyla,
Yeşertir içerimde sevgi dolu bir çiğdem.
Ben ki en çorak bir topraktım oysa!
Düşlemezdi gönlümü kopmuş kuru bir yaprak,
Şimdi yerim göğüm topyekûn onu dinler
Peşinden gelir, bereketlendirir.
Hissediniz efendim,
Kenetlenen kalplerin çarpışıyla gülerim
Ve bir gün kavuşacaklarının umuduyla
Huzurla dolar sinem.
Gelecek günlerini gözlerim bilhassa
İyisiyle, kötüsüyle hep yan yana durarak…
Sonsuza uzanacak sevgi dolu bu cevher,
Adıyla gelir, bereketlendirir.