Okuma süresi 2 dk

Ölülere Vaaz Yok

Yazar

Kadircan Kocadağ

20. Sayı

Şiirhane

1.
Biz geç kalmışlar,
Geç varmışlar pek çok yere!
üstümüzden şu ölü toprağını bir atabileydik
göreydik hücum eden her bir parçayı
ah bir soluklanaydık
ciğerlerimiz alışmadan şiddetine havanın
ne kadar yıkandıysak o kadar arınamadık…

olur da çekilir de en çirkin tanrılar sokaklardan
ayaklarımız ne su toplar nasır bile bağlamazdı
kim gidebilir ardından derdik
elbiseler içinde
ve hangi göz gerçekten görebilir onu
güneşin ve gecenin ardındaki görklü kubbe
etrafınca tek bir söz daha
söylemeyecek bize, bizliklere; kimsesizlere…
hayat verecek ölümle bezeyebilmek için
aşktır o ve aşkın katli
en güzel parçası şimdinin

 

2.
yaz günleri ceviz ağacının ardından susuşum
-tam orta yerimden müthiş bir iman ağrısı-
birer ikrar sayıldı
oysa gözlerimden içre lavlar,
derelerden kanlı sular akardı.
geçti günler taştı dereler onlar da aktı
akıcı şeyler isterlerdi
bıçak kesti kan olup aktı
sevişildi döl yataklarından naylondan çocuklar aktı
aktılar ve karıştılar
bazısı mermerden havanlarda dövüldü
her biri bir şeydi, bir değil.
aktılar ve karıştılar
yağmur yağdı rögar kapaklarından aktı
temizleyecek tek bir sokak dahi bulamadı
sarardı, karardı aynalar
kim canlı bir yüz görmek istedi, parçalandılar…
 

3.
Biz susmuşlar, susamışlar pek çok kez
kim bilir hangi derenin çağıltısına kapıldık
bura nereydi hep nereye savrulduk?
toprak kurudu
her bir çatlaktan taştı sızı
avurtları çökmüş ölü atlar satıcısı
elinde yaysız ancak bir ok
-gününde sırtındakilerle bir balık
bizi kurtarmaya geldiyse de
artık
ölülere vaaz yok!