Edinburgh: Masalsı Orta Çağ Şehri

Yazar

Aycan Küçükkaya

30. Sayı

Gezi Yazıları

İskoçya’nın başkenti Edinburgh (Edinbraa olarak telaffuz ediliyor), sizi zamanda yolculuğa çıkaracak bir Orta Çağ masalının içine çekiyor. Kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleri, sıra dışı eğlence mekânları ve gastronomik deneyimleriyle beklentileri fazlasıyla aşıyor. Şehirdeki Forth Köprüsü de UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Edinburgh ayrıca edebiyat dalında UNESCO Yaratıcı Şehirler ağına dâhil. Bu tarihi dokular arasında yürürken her köşede farklı bir hikâye sizi bekliyor. Eğer gayda sesleri eşliğinde kilt giymiş İskoçları görmek, şatoları keşfetmek, golf oynayarak keyifli zaman geçirmek veya İskoç viskisinin ana vatanında lezzetli bir yudum almak istiyorsanız, Edinburgh mutlaka gezi listenizde en üst sıralarda yer almalı.

İskoçya’ya Braveheart (Cesur Yürek) filmi ile aşina olabilirsiniz. Mel Gibson’un başrolünde olduğu ve 1996 yılında en iyi film dahil 5 Oscar kazanan bu film, İskoçya’nın bağımsızlığı için İngiltere Kralı I. Edward’a karşı savaşan ve 1297 yılında İngilizleri yenen halk kahramanı William Wallace’ın hikâyesini anlatır. Ayrıca, James Bond’u sinemada ilk kez canlandıran ve 7 Bond filminde rol alan Sean Connery’nin de Edinburgh doğumlu olduğunu ve oyunculuğa burada başladığını bilmek ilginizi çekebilir.

Edinburgh, zengin tarihi ve kültürel dokusuyla keşfedilmeyi bekliyor. Her adımda yeni bir hikâye, her köşede farklı bir macera sizi bekliyor.

Edinburgh’da Gezilecek Yerler

Edinburgh, yürüyerek rahatlıkla gezebileceğiniz bir şehir. Şehir, Old Town (Eski Şehir), New Town (Yeni Şehir) ve West End (Batı Ucu) olarak  üçe ayrılıyor. New Town, her ne kadar şehrin yeni kısmı olsa da burası 18. yüzyılda Old Town’un yetmemesi üzerine kurulan tarihi bir bölge. Edinburgh hem gezmek hem de alışveriş yapmak için mükemmel bir yer. Ancak, fiyatlar Londra’ya kıyasla daha pahalı.

1. Scott Anıtı
Sir Walter Scott, İskoçya'nın simgesi haline gelmiş bir yazar. Onun anısına 1846 yılında yapılan altmış bir metre yüksekliğindeki Scott Anıtı, dünyada bir yazara adanan en büyük anıttır. Anıt, Scott’un romanlarından çeşitli karakterleri temsil eden altmış dört figürle süslenmiştir. İki yüz seksen yedi basamağı tırmanmayı göze alırsanız, Edinburgh’un muhteşem manzarasını izleyebilir ve yazarın hayatına dair değerli bilgiler barındıran küçük müzeyi ziyaret edebilirsiniz.

2. Scottish National Gallery
Edinburgh’un merkezindeki Scottish National Gallery, Rönesans döneminden 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanan geniş bir sanat koleksiyonunu sunuyor. Neoklasik tarzda bir binada yer alan müze, Raphael, Velázquez, Vermeer, Monet, Cézanne ve Van Gogh gibi ünlü sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapmanın yanı sıra, İskoçya'nın ulusal sanatına ait yapıtları da sergiliyor. Özellikle Empresyonist akıma ayrılmış bölümdeki eserlerin beğenildiği müze, sanatseverler için vazgeçilmez duraklardan biri. 

3. Edinburgh Kalesi
Edinburgh’un merkezindeki Old Town’da, eski bir volkan kalıntısı olan Castle Rock üzerine kurulmuş olan Edinburgh Kalesi, görkemli Orta Çağ mimarisi ve muhteşem şehir manzarasıyla ziyaretçilerini büyülüyor. 12. yüzyılda I. David tarafından inşa edilen bu kale, St. Margaret Şapeli, Taç Odası'ndaki kraliyet mücevherleri ve İskoçya Ulusal Savaş Müzesi gibi birçok önemli yeri barındırıyor. Her gün saat 13:00’te yapılan “One O’Clock Gun” adlı sembolik top atışı, izleyicilere unutulmaz bir an sunuyor.

4. Royal Mile
Edinburgh Kalesi’nden Holyrood Sarayı’na kadar uzanan yaklaşık iki kilometre uzunluğundaki Royal Mile, şehrin tarihi kısmının en önemli yerlerinden biridir. Castlehill ve Castle Esplanade gibi bölümleriyle başlayan bu cadde, her yıl Edinburgh Military Tattoo Müzik Festivali’ne ev sahipliği yapmaktadır. Royal Mile üzerinde Gladstone’s Land, St. Giles Katedrali, The Writers’ Müzesi, Mary King’s Close, John Knox’un Evi ve Edinburgh Müzesi gibi tarihi noktaları keşfetmek mümkündür. Caddeyi kesen ve Wynd veya Close ile biten sokaklar, Orta Çağ'dan kalma kıvrımlı ve özel mülklere çıkan yollar olarak dikkat çeker. Bu sokaklarda dolaşırken dar merdivenler ve Orta Çağ atmosferi sizi büyüler. Yorulduğunuzda Royal Mile üzerindeki kafelerde kahve molası verip, Edinburgh’un tarihi dokusunu hissedebilirsiniz.

5. Dean Village
The Royal Mile’den sadece on dakika uzaklıktaki Dean Village, Edinburgh’un en büyüleyici köşelerinden biri. Şehrin en uzun nehri olan Water of Leith’in etrafında konumlanan bu köy, 1800’lerin sonlarında işçiler için tasarlanmış olup hem değirmenlerin hem de evlerin bulunduğu özel bir bölgedir. Bugünkü rengarenk evleri ve bol yeşilliğiyle göz kamaştıran Dean Village, Edinburgh gezilecek yerler arasında favorilerimizden biri. Köyün en ikonik binası ise, aslında işçiler için yapılan bir ev olan Well Court’tur. Dean Bridge’den geçip sokaklar arasında yürürken bol bol fotoğraf çekmeyi unutmayın; her köşede tarihin ve doğanın büyüleyici uyumunu hissedeceksiniz.

6. National Museum of Scotland
Dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan National Museum of Scotland, doğa, kültür, sanat, bilim ve teknolojiye dair 20.000'den fazla eser ve objeyi barındırıyor. Edinburgh’daki son günümüzde sadece iki saat ayırarak gezdiğimiz bu müze, bizi üç saatten fazla büyülemeyi başardı. Müze, İskoçya'nın tarih öncesi döneminden günümüze kadar uzanan interaktif bir yolculuğa çıkarıyor.

İskoçya Krallığı’nın yaşam tarzını yansıtan sayısız obje, İskoçya'nın 1700’lerden sonra İngiltere ile birleşmesinin etkilerini anlatan sergiler, Sanayi Devrimi’nin ülkedeki izleri, bilim ve teknolojinin gelişimini gösteren galeriler ve çocukların ilgisini çekecek olan Hayvan Dünyası Galerisi gibi bölümlerle dolu. Her köşesinde büyüleyici detaylar bulunan müze, ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. 

7. Holyrood Sarayı
Orta Çağ’da kraliyet ailesi, Holyrood Manastırı'nın misafirhanesinde ikamet ederken, IV. James 1503 yılında yanına Barok tarzda Holyrood Sarayı adlı yapıyı inşa ettirmiştir. Yapının kulesi ise V. James döneminde tamamlanmıştır. Sarayın tarihinde önemli bir yer tutan anı ise İskoç Kraliçesi Mary’nin 1561–1567 yılları arasında bu kulede esir tutulmasıdır. Holyrood Sarayı, Edinburgh'un tarihi ve kültürel dokusunda derin izler bırakmış önemli bir yapıdır.

8. Calton Hill
Princes Street’in sonunda yükselen Calton Tepesi, Edinburgh'un panoramik manzarasını sunan ve şehrin tarihi anıtlarına ev sahipliği yapan önemli bir noktadır. UNESCO koruması altında olan Calton Hill’i ziyaret ettiğinizde, aşağıdaki anıtları görebilirsiniz:

  • Ulusal Anıt: Napolyon Savaşları'nda hayatını kaybeden İskoç askerlerini anmak için Atina’daki Panthenon’dan ilham alınarak yapılmaya başlanan, ancak şu an yarım kalmış 12 sütunlu yapı…
  • Nelson Anıtı: Trafalgar Savaşı’nda hayatını kaybeden Amiral Lord Nelson için yapılan, teleskop şeklindeki ince ve uzun anıt…
  • Dugal   Stewart Anıtı: İskoç Filozof Dugal Stewart için yapılan ve günümüzde Edinburgh'un simgesi haline gelen anıt…
  • Siyasi Şehitler Anıtı: Fransız Devrimi’nde parlamento reformu isteyen beş siyasiye ithafen yapılan dikilitaş…

Alışveriş ve Yerel Lezzetler

Edinburgh’da yöreye özgü İskoç viskisi, shortbread (İskoç kurabiyesi), tartan (kareli kumaşlar ve bu kumaşlardan yapılan kıyafetler), kilt (erkeklerin giydiği eteğe benzeyen kıyafet) ve gayda (nefesli bir müzik aleti) satın alabilirsiniz. Yerel lezzetleri denemek isterseniz, İskoç mutfağının en önemli yemeği olan Haggis’i mutlaka tatmalısınız. Haggis, işkembe zarının içine doldurulan sakatat, bulgur, üzüm, fıstık ve bol baharat karışımıyla yapılan bir yemektir ve şalgam ve patates ile sunulur.

Edinburgh Mekân önerileri

Royal Mile caddesindeki mekanlar:

  • Deacon Brodie’s Tavern: Üst katında restoran, alt katında ise pub bulunan bu mekânda özellikle Haggis deneyimini yaşamanızı öneririm. Sakatat sevenler için ideal!
  • The Royal Mile Tavern: Edinburgh’un tarihi dokusunda bir pub deneyimi için mükemmel bir adres.
  • The Tron: Ünlü hamburgerleriyle meşhur olan bu mekânı ziyaret ederek lezzetlerini deneyebilirsiniz.
  • Whistle Binkies Live Music Bar: Rock müzik tutkunları için harika bir seçenek. Yemek sonrası canlı müzik keyfini burada yaşayabilirsiniz.
  • The Mitre Bar: Geleneksel bir pub atmosferinde yerel biraları tadabileceğiniz şirin bir mekân. 
  • Tolbooth Tavern: Tarihi dokusuyla dikkat çeken bu tavernada Edinburgh’un atmosferini hissedebilirsiniz.
  • The World’s End: Eski şehir surlarının sonunda bulunan bu pub, tarihi ve canlı atmosferiyle öne çıkıyor.
  • Clarinda’s Tearoom: İngiltere geleneği olan 5 çayını deneyimlemek için ideal bir mekân. Edinburgh'nın kültürel mirasına saygıyla işletilen bu çay odasında dinlenip çayınızı yudumlayabilirsiniz.

Cowgate'teki Mekanlar:

  • Frankenstein: Elektronik müzik sevenler için ilginç bir deneyim sunan mekân.
  • The Elephant House: Harry Potter'ın yaratıldığı mekân olarak bilinir, kitaplarını burada yazan J.K. Rowling’in eserlerine ilham vermiş bir yer.

Yeni Şehir tarafındaki Mekanlar:

  • Hard Rock Cafe: Müzik, yemek ve kokteylleriyle ünlü olan bu efsanevi mekânı ziyaret etmeyi unutmayın.
  • Chaophraya: Kale manzarası eşliğinde harika bir yemek deneyimi sunan bu mekânı mutlaka keşfedin.
  • The Amber Rose: Sanki yerin altında gibi gizemli bir atmosferi olan şirin bir mekân.
  • The Alexander Graham Bell: Yemekleri lezzetli olan bu mekân, Alexander Graham Bell’in adını taşıyor ve ilginç telefon koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor.

Edinburgh’ya adım attığınızda, mistik tarihi ve modern ruhuyla sizi kucaklayan bu büyülü şehir, her anınızda sizi derinden etkileyecek bir deneyim sunuyor. Eski şehrin sokaklarında dolaşırken geçmişin izlerini takip edebilir, muhteşem manzaralar eşliğinde şehri keşfe çıkabilirsiniz. Edinburgh’nın zengin kültürel mirası ve benzersiz atmosferi, sizleri unutulmaz bir yolculuğa çıkaracak ve seyahatiniz boyunca kalbinizde yer edecek anılarla dolu bir deneyim sunacaktır.