Dublin: Ada Ülkesinin Kalbindeki Cazibe Merkezi

Yazar

Aycan Küçükkaya

29. Sayı

Gezi Yazıları

İrlanda’nın yeşil dokusunu soluduğum ilk an itibarıyla, Dublin'in sadece bir başkent olmadığını, aynı zamanda bir zaman kapsülü olduğunu hissettim. Şehrin isminin kökenini merak ederek başladığım bu yolculukta, yerel bir rehberin anlattıklarıyla “Dublin” adının mistik bir hikâyeye sahip olduğunu öğrendim. İrlandaca “kara havuz” anlamına gelen “Dubh Linn” kelimesinden gelen bu isim, Poddle Nehri’nin Liffey Nehri ile birleştiği koyu renkli gelgit havuzuna ithafen konulmuş. Vikinglerin 9. yüzyılda bu stratejik noktada kurduğu yerleşim, şehrin tarihine ışık tutuyor.

Dublin sokaklarında yürürken Georgian tarzı rengarenk kapılı evlerin ve kiremit renkli yapıların arasında kaybolmak, şehrin sadece estetik bir zevk sunmadığını, aynı zamanda yürüyüş için de oldukça elverişli olduğunu gösteriyor. Düz yolları ve her köşe başında karşınıza çıkan tarihi yapılar, Dublin’i keşfetmenin en güzel yolunun yaya olarak olduğunu kanıtlıyor. Özellikle hava güzelken Dublin caddelerinde yürümek, şehrin samimi atmosferini daha yakından hissetmek için bulunmaz bir fırsat sunuyor.

Şehrin büyük metropollerden farklı olarak daha sakin ve samimi bir havaya sahip oluşu, burayı büyük yeşil bir köy olarak nitelendirmemi sağlıyor. Elbette Google, Facebook, Airbnb gibi global şirketlerin ofislerine ev sahipliği yapması, Dublin'in modern yüzünü de gözler önüne seriyor. Ancak şehrin gerçek ruhunu hissetmek için, bu büyüleyici başkenti kendiniz keşfetmelisiniz.

Siz de benimle bu renkli ve tarihi şehri keşfetmeye hazır mısınız? “Dublin Gezi Rehberi” ile bu eşsiz şehri birlikte keşfetmeye ne dersiniz? Gelin, Dublin’in size neler sunabileceğini birlikte görelim. Belki siz de benim gibi bu şehre bir kez daha gelmeyi hayal etmeye başlarsınız, çünkü her ziyaretinizde Dublin, size yeni sırlarını fısıldayacak.

Dublin Gezi Rehberi – Dublin’de Gezilecek Yerler

Dublin’in tarihini ve estetik dokusunu keşfettikten sonra, şimdi de bu şehrin en ünlü turistik noktalarından biri olan Trinity College’ı ve burada yer alan olağanüstü eserleri görme zamanı geldi. Trinity College, sadece Dublin’in değil, İrlanda’nın en eski ve en prestijli üniversitelerinden biridir ve bünyesinde barındırdığı tarihi eserlerle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

 

  • Book of Kells ve The Old Library

Dublin’in ziyaret edilmesi gereken başlıca yerlerinden biri, Trinity College kampüsü içinde yer alan “Book of Kells ve The Old Library”. Tahminlere göre 6 ila 9. yüzyıllar arasında İrlanda, İskoçya veya İngiltere'deki bir manastırda yazılan Book of Kells, Latince bir el yazması kutsal kitaptır. Bu eser, zengin süslemeleri ve ince detayları ile bilinen nadir metinlerden biridir. Kitabı görmek için alacağınız bilet, doğrudan bu tarihi dokümana ve kütüphanenin diğer bölümlerine erişim sağlar. Ancak unutmayın, “Book of Kells” sergilendiği cam vitrin içinde fotoğraf çekmenin yasak olduğu özel bir odada yer almakta.

Biletinizi aldıktan sonra sıra, sizleri adeta bir fantastik film sahnesine taşıyacak olan The Long Hall’a gelecek. Bu muazzam kütüphane, sıra dışı mimarisi ve eski kitap kokusuyla gerçekten büyüleyici. Burada fotoğraf çekmek serbest olduğundan, bu eşsiz atmosferin tadını çıkarırken anılarınızı ölümsüzleştirebilirsiniz. 

Trinity College’ı ziyaret etmek istiyorsanız, biletlerinizi mutlaka önceden internet üzerinden almanızı öneririm. Ziyaret günü bilet bulamama riskine karşı, erken rezervasyon yaparak yerinizi garanti altına alabilirsiniz. 

  • Guinness Storehouseİrlanda’nın damaklardaki iz bırakan efsanevi içeceği Guinness, adeta bir kültürün simgesi haline gelmiş bir bira. Dublin'i keşfe çıktığınızda, bu muhteşem içeceğin doğduğu yer olan Guinness Storehouse'u ziyaret etmeden dönmemelisiniz. Burası, sadece bir bira fabrikası değil, Guinness'in köklerini ve üretim sürecini keşfedeceğiniz bir kültürel deneyim merkezi.

Guinness’in Kökeni ve Üretim Süreci

Guinness Storehouse’da yapacağınız tur sırasında, Guinness’in kökenleri hakkında ilginç detaylar öğrenecek ve içeceğin üretim sürecini adım adım takip edeceksiniz. Ayrıca, fabrikanın duvarlarında yer alan ilginç tarihî bilgilerle Dublin ve Guinness'in ilişkisini daha yakından keşfedeceksiniz. Turun en eğlenceli kısmı ise, çektikleri komik fotoğraflarla hatıra defterinizi zenginleştirecek olan interaktif deneyimler olacak.
 

Teras Katı Deneyimi

Turun sonunda ise sizi teras katında nefes kesici bir manzara ve tabii ki birer Guinness bekliyor olacak. Dublin’in dümdüz yapısından sıyrılıp şehre yukardan bakmanın keyfini çıkarırken, bir yandan da bu efsanevi içeceği yudumlayarak unutulmaz anlar yaşayacaksınız.

Yoğun ziyaretçi talebi nedeniyle, bilet bulamama ihtimalinizi göz önünde bulundurun ve rezervasyonunuzu önceden yaparak rahatça gezin. 

  • Museum of Literature Ireland

Bu toprakların edebiyatı, derin kökleri ve yazarlarının uluslararası şanıyla ünlüdür. Dublin; James Joyce, Oscar Wilde, Samuel Beckett, Bram Stoker gibi efsanevi yazarların memleketidir ve bu yazarların izlerini taşıyan birçok mekâna ev sahipliği yapar. İşte bu yazarların mirasını daha yakından tanımak için Dublin’in kalbinde bulunan bir müzeyi ziyaret etmek de tabii ki şart!

Müze, özellikle James Joyce’a odaklanarak, onun eserleri ve yaşamı hakkında zengin bir içerik sunar. Ancak sadece klasik yazarlarla sınırlı değildir; modern İrlandalı yazarlar hakkında da bilgi bulabileceğiniz interaktif sergileriyle dikkat çeker. Edebiyatseverler için adeta bir cennet olan bu mekânda, İrlanda edebiyatının zengin ve çeşitli dünyasına adım atacaksınız. 

Biletlerinizi önceden online satın almanıza gerek yoktur. Çünkü müze genellikle kalabalık değildir ve biletinizi ziyaret günü doğrudan müzeden temin edebilirsiniz. Bu sayede, spontane bir kararla bile müzeye uğrayabilir ve İrlanda’nın edebi mirasını keşfetmeye başlayabilirsiniz. Ancak unutmayın, müze pazartesi günleri kapalıdır. 

  • National Gallery of Ireland 

İrlanda’nın sanat dünyasına kapılarını aralayan Ulusal Galeri, yerel sanatçıların yanı sıra dünya çapında ünlü isimlerin eserlerini de barındırır. Picasso, Monet, Van Gogh gibi büyük ustaların nadir eserlerini bulabileceğiniz bu galeride, İrlandalı sanatçıların özgün eserleri de dikkat çeker.

Ulusal Galeri’nin koleksiyonunda, dünya çapında tanınan sanatçıların birer ikişer eserlerine rastlamak mümkündür. Zaten buraya geldiğinizde, bu isimlerin eserlerinin sayıca az olduğunu fark edersiniz. Ancak hayal kırıklığına kapılmayın çünkü galeri genellikle İrlandalı sanatçıların eserlerine odaklanır ve bu alanda oldukça zengin bir koleksiyona sahiptir.

Ulusal Galeri'yi ziyaret etmek için herhangi bir ücret ödemenize gerek yoktur ve haftanın her günü açıktır. Ancak ziyaret saatlerinin değişebileceğini unutmayın.

  • Dublin Castle

Dublin’in tarihî dokusunu yansıtan önemli bir yapı olan Dublin Castle, şehrin savunmasında kritik bir rol oynamıştır. 800 yıl öncesine dayanan köklü bir geçmişi olan kale, zaman içinde çeşitli dönemlerde genişletilmiş ve şekillendirilmiştir. 18. yüzyılda yapılan genişletmelerle kale, daha da görkemli bir hâl almış ve sonrasında hükümete ev sahipliği yapmıştır.

Dublin Castle, İrlanda Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanıklık etmiş ve önemli tarihi olaylara ev sahipliği yapmıştır. 1938 yılında İrlanda’nın ilk başkanı Douglas Hyde’ın yemin töreni, bu kalede gerçekleştirilmiş ve daha sonra bu gelenek devam etmiştir. Kalede dolaşırken, koridorlardan birinde bütün başkanların fotoğraflarının sergilendiği bir alanla karşılaşacaksınız. Dublin Castle’ı ziyaret etmek için sadece 8€ ödemeniz yeterli olacaktır. Kale genellikle kalabalık olmadığı için, tarihi atmosferin tadını rahatlıkla çıkarabilirsiniz ve ziyaretiniz için önceden online bilet satın almanıza da gerek yoktur.

  • St Stephen’s Green

Dublin’in doğal güzelliklerinden biri olan St Stephen’s Green, şehrin merkezinde bulunan muhteşem bir parktır. Bu park, benim için sık sık uğrak noktalarımdan biri haline gelmiştir ve her fırsatta burada zaman geçirmekten büyük keyif alırım. Özellikle güneşli havalarda, parkta neşeli bir kalabalıkla karşılaşmak mümkündür. Eğer açsanız, yanınızda bir sandviç bulundurmanızı öneririm, çünkü parkın huzur dolu atmosferinde bir piknik yapmak harika bir deneyim olacaktır. 

  • Phoenix Park

Dublin’in doğal güzelliklerinden biri olan Phoenix Park, adeta bir ormanı andıran devasa bir alanı kapsar. Şehrin biraz dışında bulunan bu park, spor yapmak isteyenler için ideal bir mekandır ve aynı zamanda Dublin’in vahşi doğasını keşfetmek isteyenler için harika bir fırsattır. Parkın iç kısımlarında dolaşırken, şanslıysanız geyiklerle karşılaşabilirsiniz. Bu vahşi hayvanlar, parkın doğal yaşamını ve zenginliğini daha da gözler önüne serer.

Phoenix Park’a taksiyle gidip, güzel bir günün tadını çıkararak şehre geri yürümek harika bir deneyim olabilir. Parkın geniş alanlarında yürümek, Dublin’in doğal güzelliklerini keşfetmek için mükemmel bir fırsattır. Parkın genişliğini ve uzaklığını göz önünde bulundurarak, rahat bir ayakkabı giymenizi öneririm. Parkı gezerken yorgunluk atmak ve Dublin’in keyfini çıkarmak için dönüş yolunda birer Guinness içmek harika bir fikirdir.
 

Ve sen sevgili okur…

Bu büyüleyici şehrin tadını çıkarın.

İster tarih ve kültür meraklısı ister doğa aşığı olun, Dublin’de herkes için bir şeyler var!