31. Sayı
Röportajlar
Gürbüz Doğan Ekşioğlu, uluslararası alanda tanınan bir Türk karikatür ve grafik sanatçısıdır. 1954 yılında Mesudiye'de doğan Ekşioğlu, İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’ndan mezun olduktan sonra sanat kariyerine başlamıştır. 1977'den beri karikatür ve grafik çalışmaları yapan sanatçı, bugüne kadar 23’ü uluslararası olmak üzere 64 ödül kazanmıştır. Eserleri, “The New Yorker” başta olmak üzere “The Atlantic” ve “New York Times” gibi önemli yayınlarda yer bulmuştur. Özellikle 11 Eylül saldırılarının yıl dönümünde “The New Yorker” dergisinde yayımlanan kapağıyla hafızalarda yer eden Ekşioğlu, şu anda Yeditepe Üniversitesi’nde grafik tasarım hocalığı yapmaktadır.
Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun eserleri, izleyiciyi içine çeken sade ve etkileyici bir dünya sunuyor. Onun minimalizmi kullanarak derin anlamlar yarattığı sanatı, sadece görsel bir estetik sunmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal, çevresel ve insani meseleleri de yansıtıyor. Sanatın gücünü böylesine ustalıkla kullanabilen Ekşioğlu ile eserleri, sanatsal süreci ve gelecek projeleri üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştireceğiz.
1. Çizimlerinizde sade ama güçlü mesajlar dikkat çekiyor. Sadeliği sanatınıza nasıl yansıtıyorsunuz ve bu sadeliğin sizin için anlamı nedir?
Merhaba, 49 yıllık sanat hayatımda çok şey yaşamama rağmen özgeçmişim çok kısadır, yaradılış olarak sadeliği severim, eğer birinden bir şey rica edeceksem önce seni özledim, bir sesini duyayım, eşin, çocukların nasıl, sağlığın nasıl vb sorularının altındaki duyguyu hissederim ve gereksiz bulurum, ben ilk önce telefonu ne için açtığımı söylerim, bana yaptıkları gibi senden bir şey rica edecektim diye en sona eklemem, bilirim ki arayan kişi beni özlediği için değil isteğini yapmam için aramıştır, bu durum bende üzüntü yaratır. Grafik tasarımda her şey sade ve anlaşılır olarak ifade edilir, bu kural benim ruhumla ve mantığımla uyumlu oldu, yaradılışım böyle diyebilirim, yaratıcılığı da ekleyebiliriz. Sadelik kestirme yol gibidir, izleyiciyi yormaz.
2. Eserlerinizde sıkça semboller ve metaforlar kullanıyorsunuz. Bu sembolleri ve katmanlı anlatıları oluşturma süreciniz nasıl işliyor?
Grafik Tasarımının etkili olabilmesi için semboller çok kullanılır. Örneğin; barışın simgesi beyaz güvercindir, zamanın simgesi kum saatidir gibi... Eğer barış için bir şey çizeceksem beyaz güvercine bir fikir eklerim ve orjinalini yaparım, bir konuya konsantre olursam o konu ile ilgili farklı çizimler yapabilirim. Beyaz güvercin ile ilgili 116 tane iş yapmışım, bunun bir sergisini açma hayalindeyim. Kedi resimlerim de 120’den fazladır, bu örnekleri çoğaltabiliriz.
3. Anadolu’nun zengin kültürel mirası ve tarihinden nasıl etkileniyorsunuz? Bu unsurlar eserlerinizde nasıl yankı buluyor?
Grafik Tasarım, sanayi ve endüstrinin gelişmesiyle, basılı işlerin çoğalmasıyla gelişmiştir. Avrupa ve Amerika’daki grafik üretim cok fazladır. Her üretim bir grafik üretimin nedenidir. Tatbiki güzel sanatlar yüksek okulunda okurken kütüphanemizdeki yabancı dergiler beni beslemiş ve yönlendirmiştir. Babam şiir,destan yazardı, annem çok duyarlıydı, bu coğrafyanın bir bireyi olarak işlerimde Anadolu’daki kültürlerin genlerimiz üzerindeki etkisi mutlaka çoktur.
4. Ulusal ve uluslararası alanda birçok eserle dünyaya ulaşma şansı yakaladınız. Bu başarınızın arkasındaki motivasyon nedir?
Ordu ilinin Mesudiye ilçesinin Aşağı Gökçe köyünde doğmuşum. Anneannem okuma yazma bilmezdi, babam ilkokul mezunu ve devlet memuruydu. Resim yeteneğimin çok küçük yaşlarda fark edilmiş olması ve bende tutkuya dönüşmesi, sonunda güzel sanatlara geç kavuşmamın, 21 yaşında, etkisi de mutlaka vardır.Çalışmaktan ve üretmekten çok mutlu oldum. Uluslararası karikatür yarışmalarında önemli başarılar elde etmem kendi alanımda en önemli ustalara ulaşmamı sağladı. 1991 yazında New York’da ‘I love NY’ logosunu yapan Milton Glaser’ın işlerimi çok beğenmesi, dosya gösterdiğim önemli yayın organlarının çalışma teklifi ile uluslararası alanda çok iş yaptım.
5. Dijital sanat ve yeni medya, grafik tasarım dünyasını hızla dönüştürüyor. Geleneksel yöntemlerle yeni teknolojileri birleştirdiğiniz projeler var mı? Bu gelişmelere nasıl bakıyorsunuz?
Teknoloji özürlüyüm diyebilirim. İpad ile çok resim yaptım. Layer kullanmak zor geliyor ve beceremiyorum. Kağıda çizer gibi İpad'de de tek sayfa üzerinde çizerim. Yeni teknolojiyi gençler, öğrencilerim çok iyi kullanıyor, onlar gibi kullanabilmem icin çok zaman gerekir, eğer o tarafa çok eğilirsem beni ben yapan tekniğim geriye gider.
6. Yeditepe Üniversitesi’nde genç tasarımcılara hocalık yapıyorsunuz. Onlara en sık verdiğiniz tavsiyeler nelerdir? Bugünün genç sanatçılarıyla kendi ilk yıllarınızı kıyasladığınızda en büyük farkı ne olarak görüyorsunuz?
25 yıl Marmara Üniversitesi’nde, 18 yıldır da Yeditepe Üniverstesi’nde ders veriyorum. Her alan için başarının anahtarı: 1.Sevgi, 2. Çok çalışmak, karşılık beklemeden çalışmak, 3. yetenekte olursa mesafe ile hızlı katedilir. Teknoloji geliştikçe insanlar tembelleşti. Çalışarak eğlenmek yerine para vererek eğleniyorlar. Tanıdığım genç biri doğum gününü 7 defa, farklı kişilerle kutlamıştı. 49 yıllık hocayım şimdiye kadar bir öğrencim veya başka bir genç hocam sizin asistanlığınızı yapayım demedi. Sıklıkla tanıdıklar logo rica ederler. Eskizlerini yaparım, kime bunları temize geç dersem geciktirir, geciktirir ve bende vazgeçerim(müstesnalar çok az da olsa vardır).
7. Sanatın gelecekteki sosyal rolü ve etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce sanat, toplumsal değişim ve bilinç oluşturma açısından nasıl bir rol üstlenecek?
Sanat avangarttır, yani toplumun ve zamanın önündedir. Picasso’nun “Guernica” resmi o günün İspanya’sındaki faşizmi anlatır. Küba devriminde Küba afişlerinin etkisi çoktur. Maalesef günümüze tek el sermayeler medyayı yönlendirdiği gibi sanatı da yönlendirmektedir. Bakıldığında güzel teknikle yapılmış, güzel kadın portresi, cinsellik temalı sanat eserlerini bolca görebiliriz.
8. Bir zaman makineniz olsaydı, hangi sanat dönemine gitmek isterdiniz? O dönemde bir sanatçıyla bir gün geçirme fırsatınız olsaydı, bu kim olurdu?
Güzel ama zor bir soru. Van Gogh’a hayran olsam da ne yapacağı belli olmaz diyerekten Leonardo ile vakit geçirmek isterdim.
9. Türkiye’de sanatçı olmanın zorlukları hakkında ne düşünüyorsunuz? Karşılaştığınız en büyük engeller neler oldu?
Coğrafya kaderdir sözüne inanırım. Atatürk Cumhuriyeti’nin bizlere verdiği eşit yurttaş ve doğru eğitim sayesinde sanatçı oldum. Aynı koşullarda bugün olsaydım sanatçı olamazdım. Ortaokulda hep resim yapıyor ve sınıfta kalıyorum diye azar işitiyorum. O günün koşullarında önümüzde güzel sanatlar ile ilgili bir örnek yoktu. Ailem iyiliğim için diğer derslere çalışmamı isterdi.
10. Gelecekte üzerinde çalışmayı planladığınız projeler veya sergiler var mı? Yakın zamanda gerçekleşecek projelerinizden bahseder misiniz?
Ekim de Beylikdüzü Belediyesi Kültür Merkezi Sanat Galerisinde 14. Benim Kedilerim sergimin açılışı olacak. 10 Kasım’a kadar sergilenecek. Yine Ekim ayında 1975-1979 yılları Tatbiki Güzel Sanatlar Grafik Bölümü’nde yaptığım öğrenci işlerimin sergisinin açılışı olacak. Önümdeki sergi hedefim “Beyaz Güvercin” ile bir kuşlar sergisi olacak, bir de “Retrospektif” bir sergi düşünüyorum.
Raf Dergisi’ne ve emeği geçenlere çok teşekkür ederim.
Sevgili Gürbüz Doğan Ekşioğlu, sanata getirdiğiniz benzersiz perspektifi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Gelecek projelerinizi sabırsızlıkla bekliyor ve sizin gibi bir sanatçının eserleriyle ilham bulmaya devam edeceğimiz için heyecan duyuyoruz! Teşekkür ederiz.