Rafügüzaf

Yazar

Nehir Yılmaz

31. Sayı

Diğer

Rafügüzaf Kitap Kulübü Eylül Ayı Kitabı: Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali

"Bastığı yerin ayaklarının altında sıkı durduğunu hissedememek, hemen yola çıkılacakmış kadar eğreti bir hayat yaşamak ne azaplı şeydi? "

Eylül ayının konuğu Kuyucaklı Yusuf'tu. Sabahattin Ali, romanda Anadolu'nun sıkışmışlığını, feodal yapının adaletsizliğini, sınıfsal ayrılıkları gözler önüne sererken, insanın yalnızlığını da son derece çarpıcı bir biçimde betimliyor. Yusuf, sistemin çarkları arasında ezilen sıradan bir insanı temsil ederken; onun hikayesi, kasaba halkının arka planda gizli kalan trajedilerini de gün yüzüne çıkarıyor. Bu romanı okurken yalnız Yusuf’un değil, içimizdeki o kırılgan, yalnız insanın sesini duyuyoruz. 

Rafügüzaf Discord buluşmamızda da sıklıkla insanın bu iç sesin ve garip, hüzünlü mücadelesi üzerine konuştuk. Bu klasik esere yine kendinden ve toplumdan bir çok parça bırakan Sabahattin Ali, bizi bir solukta zihnimizin dehlizlerinden, toplumsal gerçekliğin şiddetli yalınlığının tam ortasına bırakıveriyor. Böylece O'nun insan ruhunun derinliklerini harmanlayan kırılgan kalemi, Kuyucaklı Yusuf'u hem bir yolculuğa hem de toplumsal bir eleştiriye dönüştürüyor. 

Rafügüzaf Kitap Kulübü Ekim Ayı Kitabı: Afrikalı Leo, Amin Maalouf

"İnsan anavatanından ayrılınca dünyanın geri kalanı da giderek daha az gerçek olur..."

Amin Maalouf’un kaleminden Afrikalı Leo.. Gerçek bir tarihsel figür olan Hasan El Vazzan’ın maceralarına dayanan destansı bir yolculuk.. Mağribi asıllı bir gezgin olan Leo'nun, Afrika'dan Avrupa'ya, oradan da Arap dünyasına uzanan serüvenlerle dolu bir hayatını izliyoruz bir Akdeniz masalı büyüsüyle. İslam dünyasının etkisiyle yoğrulmuşken, Hristiyanlıkla da tanışan Leo’nun hayatı bir arayışın, çoklu kimliklerin, kültürel çatışmaların aynası haline geliyor.

Amin Maalouf, bu eseriyle hem tarihe hem de insanın aidiyet sorularına derinlemesine bir bakış sunuyor. Bu çerçevede harmanladığı görüşleri ve çoğu kitabında yer verdiği küresel kültürel süreçler içinse şöyle diyor:  “Küresel kültüre karşı çıkmak yerine hepimiz bir şeyler alabilir, hepimiz bir şeyler verebiliriz, ona katkıda bulunabilir, onu durdurmaya çalışmak yerine onu istediğimiz gibi şekillendirebiliriz. Bu bağlamda geçmişin evrensel tarihe büyük katkıları olacaktır. Dürüst insanların kendisine sorması gereken modern kültüre nasıl ulaşacağım ve bunu kendi kimliğimi yok etmeden nasıl yapacağım. Çünkü kimlik tek bir aidiyette toplanmıyor. İnsan kimliği çok karmaşık. Bazıları doğuştan, bazıları da sonradan kazanılmıştır. Bunlar bir bütündür. Hiçbirisini kaybetmek iyi değildir. Sınırlı tek bir kimliğe sahip olmak reddedilmelidir”

Romanda ustalıkla örülen tarihsel gerçekler ve kurgusal karakterler, onu zengin bir deneyime dönüştürmüş. Leo’nun hikayesi, sadece bir adamın değil, aynı zamanda dönemin kaotik dünyasında bir halkın, bir dinin ve bir medeniyetin hikayesi. Tarih boyunca süregelen çatışmalar, anlayışsızlıklar, bireyin içses konuşmaları ile birleşip, yalnızca kendisinin değil, farklı kültürlerin çarpışmasını da gözler önüne seriyor.

Ekim ayının kitabı Afrikalı Leo, Maalouf’un dilindeki akıcılık ve derinliğin de etkisiyle Rafügüzaf Kitap Kulübü’ne bir efsunlu halı üzerinde Akdeniz'den İstanbul'a kadar eşlik etti.