Merhaba sevgilim
Nerelerdesin? Geçtikçe bu ömür nelere dönük kalbin, hangi dünde gezmekte ellerin?
Ben, sona yaklaşırken sevincimi paylaşabileceğim kimsem kalmamış olmasının bilincindeyim. Sana doğru gelirken içimde hiçbir ümitsizlik ve eksiklik duygusuna yer olmayışının huzuruyla doluyum. Beni bunca seveceğini, bir kardelen misali toprağı yarıp yanımda biteceğini biliyor olmanın verdiği o dinginlikteyim.
Sevgilim şimdi hiç olmadığın kadar yakınımdasın. Yaşayamadığımız baharları, güzleri, yazları, toplanmış tüm papatyaları, kokularıyla bayılmış her erguvanı getirmeye gitmiş gibi geliyorum. Bana verdiğin sözleri tutmaya fırsat vermiş gibi geliyorum. Beni böyle zamansız terk etmeseydin belki yıllara yenilmezdi saçımdaki başaklar... Sana bunca hasret kalmasaydım kalbime serilmezdi perde perde işlenmemiş aşklar...
Şimdi sana hayatta hiç olmadığım kadar yakınım. Ellerim yanıyor ateşe tutmuşçasına. Yaşım elliyi geçiyor sevgilim. Oysa hala ilk gördüğün günkü gibiyim. Aceleci ve tutarsız, bir kalıba sığmaz yüreğim.Uçsuz bucaksız bir deryadan düşmeyim. Bu dünya sensiz cehennemdi şimdi cennete gelmekteyim. Üzgünüm geciktim. Affet, kendimde erken gelecek gücü sezemedim.
Sana bu mektubu mezarımdan yazıyorum. Lütfen yanını yerim belle, bana ayır her tarafını sevgilim. Ölüm bizi ayıramaz ancak kavuşturur, anladım. Bir yarım kalmış aşk hikayesine hayat veren yaşamım, sana kavuşmak için gün sayıyor.
Uzun uzadıya konuşulacak zamanlara...
Sevdikçe sen olan Jane’in..
*Bu mektup Jane Austen adına düşünülerek yazılmıştır.