Geçmişin Peşine Düşüren Kitap: Yolların Başlangıcı

Yazar

Süveyda Güleç

5. Sayı

Kitaplık

Amin Maalouf denince aklımıza ilk gelen kitaplar Semerkant, Afrikalı Leo, Doğu’nun Limanları olur. Hepsi listemde olan bu kitaplar bir yana, Yolların Başlangıcı yazarın okuduğum ilk kitabı oldu. Yazarla tanışmakta geç kaldığımı farkettiren belgesel tadında bir roman. Roman diyoruz ama daha çok bir otobiyografik kesit. Mektuplar, haritalar, belgelere dayanarak yazılmış bu eser Amin Maalouf’un hayatının belli bir dönemini anlatıyor.

Bir adamın (Amin Maalouf) geçmişine duyduğu merakın dedesinin hatırasına duyduğu saygı ile birleşip, onu kökenlerini araması için kamçılaması ile başlıyor romanımız.

Cezbedici hikayesi ile bizi aniden içine çeken kitap, gerçeğe dayandığını bildiğimiz için gayet zevkli ve heyecanlı bir okuma sunuyor. Okurken yazarı objektif yaklaşımlarından ve korkusuzluğundan ötürü takdir ettim. Hangimiz bu denli cesur bir şekilde kendi aile geçmişimizi iyisiyle kötüsüyle en ince detayına kadar paylaşmayı göze alabiliriz bilemiyorum.

Kitapla birlikte Lübnan-Küba-Amerika arasında gidip geliyoruz. Arapça İspanyolca İngilizce Fransızca konuşan aynı ailenin farklı jenerasyonlarını görüyoruz. Kitabı okurken sürekli kendimi yazarın yerine ve sonrasında ise dedesinin yerine koydum. Ben şu an aile köklerimizin ne denli farkındayım ve benim torunlarım beni ne kadar tanıyacak, geçtiğim topraklar yaşadığım yerler onlar için ne anlam ifade edecek? Benim anıma ve tarihimize saygı duyup araştırma zahmetine girecekler mi yoksa umurlarında bile olmayacak mıyım onların? Bu sorular tüm kitap boyunca dolaştı durdu kafamda ve beni doğmamış çocuğumun doğmamış çocuğuna mektup yazmaya kadar itti. Sonra kendi dedemi düşündüm çokça. Cumhuriyet yılı doğmuş ve ülkesinin kalkınmasına an be an şahit olmuş dedemi... Memleketinin köyünün değişimine, gelişimine ayak uydurmaya çalışmış, dur durak demeden 90 yaşına kadar her gün çalışma hayatının tam içinde olup, ne anılar biriktirmiş ne tecrübeler edinmiş, anlatsa kaç roman olacak dedemi...

Kitap, yazar ve dedesinin ‘özel hayatı’ diyebileceğimiz kadar içinde olduğundan ötürü insanı derin derin düşünmeye sevketmesi, kendi aile kökenlerini irdelemeye itmesi açısından da gayet başarılı.

Amin Maalouf’tan, okunulduğunda pişman olunmayacak ve hatta Küba’ya karşı büyük merak uyandıracak bu kitabı okuyalım, okutalım.