Yazar ve Öğretmen Ramazan Teker İle Röportaj

Yazar

Raf Dergi Ekibi

11. Sayı

Röportajlar

Merhaba sizi biraz tanıyabilir miyiz kimdir Ramazan Teker?

Ramazan Teker, 19 Haziran 1993 Denizli doğumlu, öğretmen ve drama eğitmenidir. "İçimde Kalmasın" isimli bir roman, "İşte Dünya Böyledir" isimli bir şiir kitabının işçisidir. İnsanlara tahammülü minimum, insanların arasına karışma konusunda hevessiz, sürekli yazmak ile artık hiç yazmamak girdabında kendisini arayan birisidir.

 

Edebiyata karşı ilginiz nasıl başladı?

Beni yazmaya teşvik edecek meseleler hayatımın her alanında beynimin içinde dönüp durmaktayken edebiyat benim için içimde tutamama haliyle başladı. Eskiden hiç okumazken de yazıyordum, şimdi çok okurken de yazmaya devam ediyorum. Ancak edebiyata hizmet etmek gibi zerre gayem yok, yazdıklarımda edebi değer taşıyıp taşımama amacı gütmüyorum, popülizm ile çok okunmak arasında herhangi bir tercihim yok. Herkesin dilinde olduğu için okunan yazarların kelamlarına edebiyat demiyorum. Sanat da edebiyat da benim içindir. Toparlayacak olursam ben okuyup yazdığım ve bir fikir sahibi olmaya başladığım andan itibaren edebiyat bana ilgi duymaya başladı.

 

Yazarken nelerden ilham alırsınız? Sizi yazmaya teşvik eden şeyler nelerdir?

Hayatın ta kendisi. Hiçbir zaman sözlerimi eğip bükmem, onu incitip bunu kırarım felsefesiyle otosansür uygulamam. İlhamım hayatım, bildiğim hayatlar, olmasını istediğim hayatlardır. Ötesine inanmam.

 

Hangi türde yazılar yazıyorsunuz?

Her türde yazılarım var, bazılarını halka arz ettim, bazıları bende saklı. Ama yazmak için oturduğumda bugün de bundan yazayım diye düşünmem. Eğer bir kurguysa bile beni yakın zamanda etkileyen şeylerden bahsetmeye çalışırım öykülerimde de, denemelerimde de. Şiir ise hayatımın ta kendisidir. Ancak şiir güzelliğini yalana borçludur, çok da itibar etmemek lazım.

 

"Bana çok şey kattı" dediğiniz bir kitap ve bir film önerebilir misiniz?

Bukowski kitaplarının tamamı bana çok şey katmıştır. Onun o uçuk kaçık öykülerinde bile hayatın gerçeklerinden kopmama hakimdir. Benim de felsefem bunun etrafında şekilleniyor. Onur Ünlü’nün "Sen Aydınlatırsın Geceyi" isimli filmi beni çok etkilemiştir.

 

Öğretmenlik gelecek inşa eden ve dolayısıyla bizim de çok saygı duyduğumuz bir meslek. Peki öğretmen olmak sizin için ne anlam ifade ediyor?

Öğretmen olmak benim için her gün düzenli olarak yaptığım kendimi iyi hissetme egzersizi. Zinde hissetmediğim, bitik olduğum günlerde bile bu anlar okuldaki sürelerimi kapsamıyor. Kendimi gerçekleştirme basamağım olarak görüyorum öğretmenliği. Dolayısıyla mutlu çocuklar dizayn etme sorumluluğu olan biri olarak tanımlıyorum kendimi. Müfredatlardan, yetişmesi gereken ne varsa ondan daha da önemli buluyorum kendini özgürce ifade edebilen çocuklar yetiştirebilmeyi. Bu yüzden öğretmenlik benim işim değil, hayatımın en önemli parçası.

 

Raf Dergi'yle tanışma hikayenizi de merak ediyoruz. Biraz bu konudan da bahsedebilir misiniz?

Raf Dergi benim dergilere şiir göndermeye başladığım zamanlarda ilk karşıma çıkan ve arama hiç mesafe koymadığım bir dergi. Şiirlerimin sansüre uğramadığı, kendimi rahatça hissetmemin temin edildiği bir platform olduğu için bağım kopmadı belki de. Derdi edebiyat olan dergilerin ömrü uzun olsun; lakin halk, edebiyat değil popülizm seviyor, bol şans.