Diyetisyen Müzeyyen Özal ile Röportaj

Yazar

Raf Dergi Ekibi

2. Sayı

Röportajlar

Hoş geldiniz, bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Merhaba, ben Müzeyyen Özal. 1997 yılında Hatay’ın Antakya ilçesinde doğdum. İlk ve ortaöğretimimi Antakya’da tamamladıktan sonra üniversite okumak için, yaşadığım şehirden ayrıldım. Üniversitenin ilk yılını Ankara’da okuduktan sonra geri kalan eğitimimi Gaziantep Sanko Üniversitesi’nde tamamladım. 2019 yılında mezun oldum. Hatay aşığı bir insan olarak mezun olur olmaz hasretle memleketime koştum. 2019 Aralık’ta kurulan Göztepe Antakya Futbol Okulu’nda diyetisyen olarak göreve başladım.

Diyetisyenler ne yapar?

Bizler, kişiye özel beslenme programları ile sadece zayıflama veya kilo alma ile sınırlı kalmayan; hastalıklarda, gebelik ve emziklilikte, çocuklukta, ergenlikte, yeme davranışı bozukluklarında, sporcuların beslenmesinde yani kısacası her durumda beslenmeyi düzenleyen tek yetkili meslek grubuyuz.

Çalışma alanlarınız nelerdir?

Hastaneler, sağlık ocakları, yemek şirketleri, okullar, özel sektör vb. insanın bulunduğu her yerde diyetisyen olmalıdır.

Bu bölüm size neler kattı?

Bu bölümle birlikte farkettim ki ben, sağlıklı beslenen ve yemeklerle bağı kuvvetli olan bir bireymişim. Yaşamak için yemek ve yemek için yaşamak ikileminde ben yemek için yaşamayı tercih eden tarafmışım. Tabii ki her zaman sağlıklı beslenmek mümkün olmuyor. Ama bu bölümü okuduktan sonra sağlıksız besinlerin bana zararını daha net gördüm. Bu besinlerden tamamen uzak yaşamak ne yazık ki mümkün değil. Çünkü beslenme sadece karın doyurmak değil, ruhu da beslemektir. En azından öğünlerdeki yanlış tercihleri nasıl onarabileceğini bilmek, bir yanlışın diğer yanlışı doğurmaması, hayat düzeninin tamamen olumsuza dönmemesi için beslenme bilgisi çok önemli.

Mesleğinizin zorlukları nelerdir?

İnsanlarla iletişim kurmak gerçekten zor. Farklı farklı birçok insanla bir araya geliyoruz ve bu meslekte karşılaştığımız her insanın beklentisini mümkün olduğunca karşılamak gerekiyor. Bireyler sadece beslenme danışmanlığı değil bir nevi yaşam koçları olmamızı bekliyor. Doğal olarak bu durum fazlaca zaman ve emek sarfetmeyi gerektiriyor. Bu sebeple mesleğini sevmeyen birinin kolayca yapabileceği bir iş değil. Başka bir zorluk daha var ki bu konuda oldukça muzdaribiz, diyetisyenler olarak mesleğimizi icra etmenin yanında bir de diyetisyencilik oynayan insanlarla savaşmak zorunda kalıyoruz. Eğitim düzeyi maalesef etki etmiyor. Sağlıklı beslenmeye ilgisi olan, daha önce kendi yöntemleriyle kilo veren/alan, tıp eğitimi aldığında beslenme konusunda da uzmanlaştığını sanan, insanların beslenmeye olan zaafını kullanmak isteyen her insan kendinde işimize karışma hakkı buluyor. Maalesef ki her gruptan insan kendini diyetisyen ilan ederek çevresini yalan yanlış bilgilerle zehirlemekte ve insan sağlığıyla oynamaktadır.

İşinizin en sevdiğiniz yanı nedir?

Ben hayatım boyunca insanlarla ilgilenmeyi, iletişim halinde olmayı çok sevdim. Bu mesleğin benim için en güzel yanı insanlarla iç içe olabilmek. Her insanla özel olarak ilgilenip, onların beslenmesinden günlük yaşamına kadar her anlarını tanımak ve sadece onlara ait olabilecek uygun beslenme programını ayarlamak aslında çok kolay bir iş değil. Beslenmenin tek bir doğrusu ya da tek bir yanlışı yok. Her birey için farklı ve biz diyetisyenler her danışanımız için bambaşka yollar seçiyoruz. Böylece diyetisyenlik hiçbir zaman monoton bir meslek haline dönüşmüyor.

Bu bölümü okumayı düşünenlere önerileriniz nelerdir?

Eğer sosyal bir birey değilseniz ve gerçekten sabrınızı, zamanınızı bu mesleğe ayıramayacaksanız tercihinizi başka bölümlere yöneltmenizi tavsiye ederim. Biz sağlık sektöründeyiz ve emin olun bu bölümü okumak, başarılı bir diyetisyen olmak kolay değil. Okul bir şekilde biter elbet. Ama hayatınızın geri kalan döneminde başarınız ve mutluluğunuz için sevemeyeceğiniz bir mesleği yapmanızı tavsiye etmem. İyi araştırmalısınız. Bazı insanlar bu mesleğin kolay ve rahat bir meslek olduğunu düşünüyor. Oysa hiç öyle değil. İlerde rahat etmek için tercih edeceğiniz bir meslek arıyorsanız yanlış bölümdesiniz. Sadece mesleğinizi yapmayacak, aynı zamanda mesleğinize karışan insanlarla savaşarak, yanlış bilgileri temizlemekle uğraşacaksınız. Ancak mesleğinizi gerçekten seven biri iseniz bu bölümü okumak da mesleği icra etmek de oldukça eğlenceli olacaktır. Şahsen ben zevkle okudum. Ve bu işi zevkle yapabilecek herkese diyetisyenliği önerebilirim.

Mezun olduğunuz okuldan memnun musunuz?

Eğitim kadrosu olarak ülkedeki birçok okuldan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Fakat yönetim olarak oldukça yetersiz bir okuldu. Birçok konuda öğrencilerinin beklentilerinin altında kaldı. Okulun merkezi olması oldukça avantajlıydı ama mevcut bir kampüsümüz, hatta ders aralarında hava almak için çıkabileceğimiz ufak bir bahçemiz bile yoktu. Bu okulu seçmemdeki en büyük etken hastanesinin olmasıydı. Ama açık konuşmak gerekirse ben aradığımı bulamadım.

İlerideki hedefleriniz neler?

Hatay’ı çok seviyorum ve bu sevgiyi mesleğimle birleştirmek istiyorum. Hatay gastronomisini diyetle yorumlamak, herkese bu lezzetleri anlatmak istiyorum. Aslında bu hayalime kendi çapımda başladım diyebilirim. 2020 Ocak ayından beri aylık bir gazetede ‘Gastro Diyet Köşesi’ yazıyorum. Burada Hatay yemeklerini sağlıklı beslenmeyle nasıl birleştirebiliriz, hangi yemekleri hangi mezelerle tüketebiliriz, pişirme yöntemi yanlış olan yemekleri nasıl sağlıklı hale getirebiliriz gibi sorulara yanıt bulmaya çalışıyorum. Daha sonra hem Hatay yemeklerinin hem de diyet yemeklerinin içinde bulunduğu bir “Diyet Kafe” projesi geliştirmek istiyorum. Zaman ne getirir bilemem ama umarım hayallerimi getirir.