2. Sayı
Mektuplar
Merhaba Sonbahar,
Bir ay daha geçti ömrümüzden ve ben yine hasret kaldım yüzüne, sesine, kelimelerine.. Takvimden kaç yaprak düştü sayamadım göz kapaklarıma. Hükümsüz zaman, hükümsüz yollar..
Ben sana hissettim. Senin sevginde buldum kalbimi. Sonbaharda esen bir rüzgardın, içime doğdun. Kalbimin kapılarını kimse böyle çalmamıştı. Bir bakmışım gözlerin gözlerimde, bir bakmışım yağmurlar yüzümde.. Sonbahar, sen gittin gideli bir hasret ki içimde.. Kelimeler gücünü yitirdi benliğimde..
Şiirler sana yazılıyor.. Sen satırlardasın, sen sayfalarda.. Ben dünyanın öbür ucunda, beklemelerin en yalnızıyım.. Bekleyenlerin en özlemlisi.. Sorsam ya bu yol bizi nereye götürür? Sensiz bir dünyanın penceresinden dahi bakamam. Gel bitsin bu boşa ayrı kalış. Bu gereksiz mesafeler aramızdaki. Yeryüzü dev bir mavilik, yüzsem karşı kıyıda mevsim hep sonbahar.. Ne bir keder ne bir gözyaşı geçmiş..
Şimdi burada olsan, belki bir yaz akşamı gülleri beraber izlerdik, yahut her yere yayılan kokusuna aldırırdı bakışlarımız çiseleyen yağmurun.. Omzuna konan bir kuş uçmayı öğretirdi belki.. Yanıbaşından Sonbahara tutulmuşum.. Bakıyorum uykusuz saçlarına.. Dokunabiliyorum.. Sesin kulağıma fısıldama mesafesinde.. Kim demiş sevda talihsizlik diye? İsmime anlam oldun sevdiğim ruhumun en derininde..
Ne iyiydi son bir kez daha çarpsa bakışların bakışlarıma, kalbim duracak gibi atsa.. Yan yana olsak ama hiç susmasak.. Rüzgara kapılmış kalpler gibi oradan oraya savrulsak, ama hiç ayrılmasak.. Ne iyiydi “iki mevsim boyu güvercin” olsak, kavuşsak…
“Aynı daldaydık, aynı daldaydık...
Aynı daldan düşüp ayrıldık,
Aramızda yüz yıllık zaman, yol yüzyıllık...
Yüz yıldır alacakaranlıkta koşuyorum ardından...”
- İlkbahar’ın