1. Sayı
Mektuplar
Merhaba Sonbahar,
Uzun zaman oldu yazmayalı sana. Günler, aylar belki de yıllar geçti. Zamansızım bu aralar. Kimsesizim. Yalnızlığımı ortadan ikiye paylaşacak birini bulamıyorum. Sahi, yalnızlık da paylaşılır mı Sonbahar? Belki de iki kişi aynı anda yalnız hissetse onlar artık yalnız değillerdir... "Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz" demiş ya şair; biz de yalnızlığımızı paylaşalım o halde..
Zaman geçer, saatler geçer geçmesine peki ya mesafeler, onlar da geçer mi yaşlandıkça bedenlerimiz? Beklemeye duran ruhumun dinginliğinde, bıraktım kendimi anılar denizine. Bir gülümsemene hasret oysa şu çocuk yüreğim. Sevdiğim, gel karanlık çökmesin günlerime...
Ayağımın altındaki dünya halısını çektiğinden beri, her saniye biraz daha yok oluyorum. Yol oluyorum. Sana varan her ıslığında rüzgarların, derdest oluyorum. Bu bendeki serzeniş, âh ediş ve kabulleniş. Gidişine uydurduğum tüm kılıflar ya eksik ya yamalı. Sevmek uzun kelimeymiş evet, en derininden yaralı.
Biliyorum, gün gelecek kalplerimizin sesine uyanacağız, okunuyor olacak göz bebeklerinden sana yazılan tüm şiirlerim. Biliyorum yanımdan seveceksin beni, hiç uslanmayacak içimizdeki çocuklar. Biliyorum sevdiğim sana kavuşmaya günler var. Ama belki aylar, belki de yıllar.
Zamansız mesafeler girse de aramıza
Uzak olmayan bir şehrin
Karşılıksız kaldırımlarında ikimiz
El ele yürüyeceğiz,
Karşılıklı bakışlarda
Göz göze geleceğimiz
Mesafesiz zamanlara...
İlkbahar'ın