28. Sayı
Mektuplar
Sevgili,
Kollarımda aÄŸladığın yerden yazıyorum bu mektubu sana. Omuzlarımı omuzlarına dayayabildiÄŸim her an sanki daha çok var olabilecekmiÅŸçesine, kollarında aÄŸlamaya ihtiyacım var burada. Beni, içimdeki gerçek kendimi kabullenebilen bir tek sen varsın sanki yanı başımda. Çevremdeki herkes; onların çocuÄŸu, kardeÅŸi, arkadaşı oluÅŸumu kabullenebiliyor yalnızca. Ve ben, onların olmadıkça var olamıyorum bu dünyada.
Geçen günlerin ardından, hâlâ o tren istasyonunda bana, gözlerinden dalıp gelen o bakışlarını düÅŸlüyorum. Sanki, dünya benmiÅŸim gibi. Beni dünyaya sığdıramayan bakışlardan, beni dünya kılan bakışlara kaçışım bundan. Bundan sığınıyorum bu kelimelerin ardına. Senin bana kelimelerden ördüÄŸün bu örtüyü örtüp bedenime, mektup mektup sığınıyorum dünyana.
Kimsenin olmak istemiyorum. Ä°stemiyorum, iyeliklerin çukurunda boÄŸulmak ve düÅŸmek gözlerinden benliÄŸimin. Senin olmasam ama sen olsam olmaz mı? Kalbindeki dünyada bir yer versen bana, içinde, benliÄŸinin bir damlasından damlasam derin denizlerine...
Ellerim, gözlerim ve dileklerim; birinin evladı, arkadaşı ve kardeÅŸi olmak istemiyor artık. Benim ellerimle tutmaya, gözlerimle görmeye ve dileklerini benimle dilemeye kalkışma! Ama ellerin tutsa ellerimi, gözlerin baksa gözlerime ve dileklerin okÅŸasa dileklerimi; benliÄŸimle var olsam yanında, sığabilsem ÅŸu koca dünyaya; nehirlerden ve denizlerden çok kucaklardım seni dostça.
Sana sen dediÄŸime bakma, içimdekileri yalnızca sana dökebiliyorum çarpıtmadan, ondan böyle kızıyorum sana. Sahi, düzelttin mi ÅŸu iÅŸleri? Hani o uzak diyarlarda çok önemli iÅŸlerin vardı ya. Ne zaman gelirsin, omzunu ne zaman dayarsın omzuma merak ediyorum. BenliÄŸimin bir damlası bir süredir uzak diyarlarda.
Sen sormadan söyleyeyim, iyiyim ben de. Ä°çimde alabora olan her ÅŸeye raÄŸmen, iyiyim. Ä°yi olacağım daima. Åžu sıralar hep gittiÄŸim çiçekçi öyle güzel gelmiyor artık gözüme. BaÅŸka bir ÅŸeyler arıyorum. Belki de o hep bahsettiÄŸin kitapçıya giderim. Çiçeklerden daha hassas bir ÅŸeye ihtiyacım var sanki yamacımda.
Ayna karşısında saatler geçiriyorum bu aralar. Öylece bakıyorum yüzümün her bir karışına. Gözlerim ışık vurunca hafif sarıya çalıyormuÅŸ, kaÅŸlarımın biri diÄŸerine nispeten daha kalın gibi. Dudaklarımda hep yerini koruyan birkaç çatlak var, yanaklarımdaki ince tüyleri okÅŸuyorum biraz. “Bu ben miyim?” diye soruyorum sonra. BenliÄŸim suretimden mi ibaret? Öyle iÅŸte, sıkmayayım seni sayfa sayfa suretimin betimlemesiyle. Bir de yazmaya alıştırdım kendimi. Önüme bir kâğıt alıp sayfalarca karalıyorum. Mektup yazıyorum daha çok sana. Sanki sana yazdıkça daha çok var olabilecekmiÅŸim gibi, benliÄŸime güven duyan bir tek sana, yazıyorum sayfalarca.
Sanki, dünya benmiÅŸim gibi attığın o bakışın hatırına, ayna karşısında, kelimelerden bir benlik inÅŸa ediyorum sana, bana ve dünyaya…