Vazife-i Kapı

Yazar

Süveyda Güleç

1. Sayı

Denemeler

Mağaralar, ağaç kavukları; yağmur çamurdan korur evet, ama başarabilir mi korumayı, kalabalıktan kaçan bir insanı?

 

Bireyselliğin zirve yaptığı günümüz dünyasında, özel hayatın gizliliğinin korunmasına en büyük yardımcı kapılardır. Dış dünyanın kirinden karmaşasından bir kaçışı mümkün kılandır kapılar. Kendi içimize kaçışı... Baş başa kalışı, ruhumuzla bedenimizle zihnimizle… Odanıza gidip kapınızı kapattığınızda hissettiğiniz güven duygusunu size verendir. Kulaklığınızı takıp seslerden izole edebilirsiniz kendinizi. Aynı şekilde kapınızı kapatıp dışında kalan her şeyden ve herkesten izole olmanız da mümkün.

 

Türkçemizde bir deyiş vardır hani, çıktığı kapıyı arkasından kapatmayana "Kapısız köyden mi geldin?" denir. Hiç düşündünüz mü nasıl olur bu kapısız köy? Kimsenin kimseden ayrısı gayrısı, özeli olmayan bu toplu yaşam merkezi nelerden mahrum eder insanı?

 

Peki ya kapının varlığının mahrum ettikleri? Onlar da az degildir hani. Yakınsınızdır, aynı evde yaşarsınız da bir kapının eşiğinden geçip bir yüreğe varamadığınız olur. Sınırlar çizilmiştir bir kere. İki metre boyunda bir tahta parçası ayırıverir sizi.

 

Nedir bu kapının asil işlevi diye sorulsa; mesafe koymaktır derim, insanlar arasına. Gözle görülmeyip

yürekte hissedilen mesafeler koymak. Ama iyi, ama kötü...

 

Ne demiş şair "Kapına geldim, eşiğine lakin var mı cesaretim çalmaya?" Olmasa iki metrelik bir tahta, kaç aşık kavuşacak, kaç yuva yıkılacak kaçı kurulacaktı halbuki.

 

Biz iyisi mi kapımızı tedarikli kullanalım. Sosyal varlıklar olarak, izole yaşamaya çalıştığımız şu günlerde

ailemizden, sevdiklerimizden bir kapı mesafesi uzaklıktaysak ne kadar şanslı olduğumuzun farkına varalım.

 

Bir arpa boyu yolu geç,

Çalmaya korkma kapıları tek tek

Varsın kalabalığa karşı koysun yalnızlığı

Bir göz oda

Kendine ait bir kapıyla

Varsın iki kislik yaşasın bu hayatı

Ama sen

Korkma

Bir arpa boyu yolu, geç