32. Sayı
Denemeler
Bir sabah uyandığınızda, keşke gerçek olsaydı dediğiniz rüyalar görmüşsünüzdür ya da yaşadıklarınızın rüya olmasını istediğiniz zamanlar olmuştur.
Evvel zamandan beri, rüyaların hayatımızdaki tesiri göz ardı edilemez. Bir rüyayla başlar bazı şeyler, sonra hayale dönüşür. O hayal vücut bulur, harekete geçer, bizimle konuşur, yeri gelir yol arkadaşı olur. Hayalindeki seni daha çok sever, gayriihtiyari ona tutunursun. En güzeli budur. Başka bir insana benzemeye çalışmaktan daha elzemdir. Daha gerçek, daha anlamlıdır. Hayal ettiğiniz şeyler, üretmeye ve değişiminize yardımcı olur. Önce derin bir nefes alıp düşünür, gözünüzde canlandırır, kafanızın içinde küçük oyunlar oynarsınız. Bu sefer de hayallerinizi, rüyalarınızda görür gerçek olma ihtimalini arzularsınız.
Sahiden gördüğünüz rüyaları anlatır mısınız?
Yoksa kendinize mi saklarsınız?
Yahut bir yerlere mi yazarsınız?
Mesela tam şu an, pencereden dışarıyı seyrederken bir hayal kurdum. Keyifli bir doğa yolculuğu, toprakta yürüyen neşeli ayaklar, sobada pişen patatesler… Nefis olurdu.
Arabaların torpido gözündeki harita, el feneri, kalem ve not defteri hala oradalar mı? Eğer öyleyse kalemi eline al, rotanı belirle ve feneri yak. Hedefe ulaşana kadar kimse ışığını söndürmesin. Varış noktası, seni mutlu edecektir. Kendine çekidüzen ver, ruhuna bir kaset tak 90’lar çalsın. O an, ezberindeki bir şarkıya denk gelmek güzel olur. Dans ederek söyle, biterse yenisi başlar. Tüm gıcırtılar, kuru gürültü, riyakarlık ve kumpaslar geride kaldı. Saadet, huzur ve iyi niyet meşrulaştı. Sevgi otları gürleşti, iğde ağacı sarı çiçekler açtı, yağmur damlaları yeryüzünü selamladı. Bir nehir kenarındasın, közde pişen kahveyi yudumluyorsun. Akan su, kudretli ve serin. Yakınındaki ses, nazik ve seri kelimelerle kulağına başarılarını fısıldıyor. Tarumar olduğun günlere veda ediyorsun. Rüyalarda bile buluşmamak üzere! Kaset çalmaya devam ediyor. Gözlerin kapalı, gönlün açık, hayallerin gerçek…