Kelimelerle Seyahat

Yazar

Nesrin Arslan

16. Sayı

Denemeler

Ne zaman neredeydi şimdi hatırlamıyorum, bir yazara ait olduğu söylenen bir söz okumuştum: “İnsan sevdiği kelimelerden anlaşılır.” diyordu. Varsayalım öyle. Kelimeler sevilir mi? Hiç düşündünüz mü sizin sevdiğiniz kelimeleriniz var mı, varsa hangileri onlar? İsterseniz yazının burasında bir dakika ara verelim ve düşünün sevdiğiniz kelimeleri. Ben biraz düşününce sevdiğim birkaç kelime buldum bile. Kelimeler ve onları yan yana getirerek oluşturduğumuz cümleler… Nedir bizim bu kelime ve cümlelerle derdimiz, yapmaya çalıştığımız? Aslında ne kelimeler ne de cümlelerdir bizim derdimiz. Anlamak ve anlatmak istiyoruz kendimizi ve en çok da anlaşılmak… Çocukluktan başlayıp ölene kadar geçen bu süreçte en büyük mücadelemiz anlaşılmak.

Kelimeleri kadar anlatır insan yaşadıklarını, hissettiklerini ve düşüncelerini. Ne kadar da geniştir insanın his ve düşünce dünyası; sevinci, kederi, hayalleri, arzuları, kaygıları ve korkuları, uçsuz bucaksız. Bazen bulamadığından doğru kelimeyi, bazen yaşadığı ya da hissettiği şeyi hiçbir şeye benzetemediğinden kifayetsiz kalır şairin de dediği gibi: “Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum, anlatamıyorum.”

Radyoda sıradaki şarkıyı tutarken de onun duygularımızın dili olduğunu varsaymak değil midir asıl niyetimiz. Ah bu şarkılar! Sözleriyle yaraları kanatan, dertleri dile getiren şarkılar. Bazen coşturup yerinde durduramayan, bazen de hasretin bir gönlü nasıl yaktığını, bir allı turna misali karlı dağları aşırıp, özlediği yerlere nasıl uçurduğunu anlatır. Bir de şiirler var tabii. Bir şehri kapalı gözlerle ancak bir şiir gezdirebilir ve bir şiir anlatır ölümün sessizliğini, bir gemide seyahat edercesine. Her gün üstüne basıp geçtiğimiz kara toprağı, kaldırımları, sarılıp öpesimiz gelir şairin dilinden dinleyince.

Ah şiirler! Kelimeler, neler yapıyorsunuz bize böyle? Kelimelerle seyahatte kitaplara uğramadan geçmek olmaz. Bir alıntı, farkında bile olmadığımız en derin bir sırrımızı ortaya çıkarabilir, zaaflarımızı, tutkularımızı, hüzünlerimizi, hayal kırıklıklarımızı, bizden çok daha iyi ifade edebilir. Bir cümlenin altını çiziyorsak orada mutlaka bize ait bir şey vardır. İşte bu yüzden kelimeler de cümleler de sevilir.

Şimdi gelelim madalyonun öteki yüzüne. Duyup dinlediğimizde bizi bu kadar etkileyen kelimeler, elbette konuştuğumuzda da karşımızdaki kişileri etkilemektedir. Söz gelimi öfkelendiğimizde söylediklerimiz… Kim bilir kaç kişinin kalbini kırdık ya da canını yaktık, hırçın, hoyrat, zalim kelimelerle. Kaç kişiyi hayal kırıklığına uğrattık, bahane kıyafeti giydirdiğimiz yalanlarla? Şaka diye söylediklerimiz yüzünden kimlere utanç yaşattık, kimleri incittik? Oysa sevindirebilirdik, bir selam, bir çift güzel söz, birkaç iltifatla. Biraz cesarete ihtiyacı olan birini yüreklendirebilirdik övgü dolu sözlerle.

Pişmanlıklarımızı -keşke-lere, minnet ve şükranlarımızı -iyi ki-lere emanet edip, hayattan alacağımız dersleri alabilirsek ve kelimelerin gücünü en doğru şekilde kullanmayı başarabilirsek, o zaman belki birbirimize güven içinde dayanabilir ve güzel günlerin hayallerini birlikte gerçekleştirebiliriz. Balzac’tan bir alıntıyı da buraya bir not olarak bırakırken, kelimelerle seyahatinizde umarım yolunuz açık ve aydınlık olur. “Bir kelimenin insanın hayatını değiştirdiği çok görülmüştür.” Sahi sizin sevdiğiniz kelimeler neler?