Küçük Aslanlar Nasıl Kükrer?

Yazar

Hazel Batur

17. Sayı

Denemeler

Bugün sizinle bir çocuğun dünyasını kurmak üzere konuşmak istiyorum...

Çocuk olmak sahip olduğunuz imkânlarla büyüyüp, hedeflediğiniz isteklerle geliştiğiniz bir dünya kurmaktır. Bebek sahibi olanlar için bir bebekli denmez. Bir çocukları var denilir, ne garip. Bebeğiniz ilk konuşmaya başladığında ona her gün yeni bir kelime öğreterek yeni bir dünya kuruyorsunuz onun için. Bilerek bilmeyerek dünyayı öğretiyoruz bir yandan da. Kendi dünyasını yaşadığı dünyaya empoze etme hali bu. Neyi öğretiyoruz peki? Kendi dünyamızda öğrendiklerimizi. Peki ya annesi-babası dar bir dünya görerek büyüdüyse ya da ailesi yoksa bu minik dünyanın. Şimdi anlıyoruz ki aktarılan şeyler öğrenilmiş hayatın bilgileri. Siz hiç on beş yaşında bir annenin bebeğine ne öğretebileceğini düşündünüz mü?

Ya da çocuk sığınma evlerinde büyüyen o güzel dünyalar nasıl bilgiye doyuruluyor, nasıl kuruyorlar kendi dünyalarını?

Dünyaya gelen her minik elinin tutulmasına ihtiyaç duyar ve sonra da o ellerle neler yapacağının gösterilmesine, anlatılmasına...

Şimdi bir bebeğiniz olduğunda onun dünyası için düşüneceğiniz tek şey kendi dünyanızı ona anlatmak değil, kendi dünyası için ona en iyi gelecek şeyleri bulmak olmalı. Kendi hayatımızın eksiklerini iyi analiz etmeliyiz. Bizim hatalarımızı o da yapmasın demek değil bu. Senin hatan ona ileride fayda sağlayabilir. Bazen hatalar da göreceli oluyor. Ebeveyn olmak yeni bir dünyayı hazırlamanın en büyük sorumlusu olan olmaktır. Çocuklarınıza kendi dünyanızı değil; hayatın en derinlerini, araştırmayı, geniş bakmayı, sorgulamayı, kimsenin görmek istemediğini bile görmeyi öğretin. Parayla satın alamadığımız şeylerden biri de hayat tecrübesidir. Tecrübe zamana ve özgürlüğe bağlıdır. Özgür bi dünyada büyüyen tecrübeli çocuklarınız olsun ki kendi dünyalarının temellerini sağlam kurup ileride kendi hayatlarına ve başkalarına yol gösterebilsinler.

Tecrübe yoksa aslan bile kükremeye korkar.