18. Sayı
Denemeler
Ve işte böyle yarım bırakıp gittin her şeyi. Mesela bi' ömür bıraktın, bi' insan bıraktın mesela.
Sabaha buzunun çözülmesi için gece buzluktan çıkarılmış bir parça et bıraktın.
Et sote yapacaktın galiba. En güzel yaptığın yemeklerden biriydi. Ellerine değen et dayanamaz yumuşacık olurdu. Sihirli ellerin vardı. Bir de baharatların vardı. Öyle baharatlar kullanırdın ki benim adını dahi ömrümde duymadığım.
Bugün seni uğurladık. Üstüne toprak atmam için küreği elime verdiler. Bir küreğe bir toprağın içinde yatan sana baktım. Yapamadım, kollarım reddetti, bacaklarım taşımayı bıraktı bedenimi.
Zihnimde hâlâ seninle konuşuyorum. Eve giriyorum, “Ayakkabılarını içeri almayı unutma.” diye sesleniyorsun içeriden. Seviniyorum. “Ceketini askılığa asmayı unutma.” diye ikinci bir ikaz geliyor. Şunu unutma, bunu unutma. Yiyecek bir şeyler hazırlamak için mutfağa giriyorum, buzdolabını açıyorum. İki tane yumurta buluyorum. Dolapları karıştırıyorum, tavaları bir türlü bulamıyorum. “Bu tavalar nerede Allah aşkına?” diyorum biraz sesimi yükselterek. “Sol taraftaki dolapta.” diyor içeriden geldiğini sandığım sesin. Omlet yapıp yiyorum. Akşam evde saklambaç oynuyoruz seninle, bir türlü bulamıyorum seni. Aramaktan yoruluyor, yatağa gidiyorum. Gelirsin diye bekliyorum her gece. Beklemekten de yoruluyorum. Bu akşam ben senin yanına geliyorum.