Okuma süresi 3 dk

Benim İğrenç Çocukluğum

Yazar

Aybike Ulubaş

22. Sayı

Diğer

Merhaba sevgili Raf Dergi’nin podcast dinlemeyi seven okuyucuları,

Geçenlerde yeni kanallar keşfetmek için podcast dinlediğim platformda gezinirken öyle bir kanala denk geldim ki resmen hiç ara vermeden dinlemek istedim. Ben güzel bir dizi keşfettiğimde de aynı duyguları yaşarım. Hepsini izleyip bitirmek isterim. Bu kanal için bunu yapmamak çok zordu. Çünkü bölümler yaklaşık 8-9 dakika ve tadı resmen damağınızda kalıyor. O yüzden hiç bitmesin istedim.

Kanalın konusu “çocukluk” dönemi. Podcaster'ımız adını bizimle paylaşmıyor ama birkaç bölüm sonra kendisine dinleyicilerinden gelen maillerden birinde bir dinleyicisinin kanal isminin baş harflerinin kısaltılması olan “Biç” diye seslenmesiyle adı öyle kalıyor. Ben de bu yazımda kendisinden “Biç” olarak bahsedeceğim.

Biç bizlere çocukluğunda yaşadığı “iğrenç” anılarını anlatıyor. Bu anıların birçoğunda insan kendi yaşamına dair bir şeyler buluyor. Hem gülüp hem içimizi burkuyor hikâyeleri.

Özellikle 2. bölüm olan “Milka İneği” benim çok hoşuma gitmişti. Bölümü size biraz açmak istiyorum. 1995 yılında geçen bir okul anısını anlatıyor bize sevgili Biç. 1. sınıftaki resim aşkıyla Milka Çikolata'nın düzenlediği Türkiye genelindeki bir resim yarışmasına katılıyor. Kendilerinden Milka ineği çizmelerini istiyor öğretmen. Arkadaşı Merve’nin ineği çizemediğini gören bizim iyi kalpli Biç ona yardım edip Merve’nin yerine resmi çiziyor. 1-2 ay sonra gelen habere göre Merve yarışmada dereceye giriyor. Aslında kendi resminin de kazanma ihtimali var fakat babası resmi gerekli zamanda gerekli adrese göndermediğinden ötürü kendi resmi yarışmaya katılamıyor bile. Merve ödül olarak şişme havuzu kazanıyor. Bu ödül zamanın inanılmaz lüks bir hediyesi tabii. Bir zaman sonra ise resim aşkıyla yanıp tutuşan bizim Biç’in tüm resim defterleri ve malzemeleri ebeveynleri tarafından elinden alınıyor. Sebebi ise derslerine gerekli konsantrasyonu verememesiymiş.

Hayatın bizimle alay edercesine yaşattığı cringe anların çocukluğumuzdaki hâllerini bize sevgili Biç çok güzel bir şekilde anlatıyor.

Birkaç bölüm sonrasında ise dinleyicilerinden gelen maillerdeki iğrenç çocukluk anılarını okumaya başlıyor. En azından Biç kadar içe dokunan birçok anıya gülüyor ve üzülüyorsunuz. Hani çocukken misafirliğe gelen şımarık çocuklarla oyuncaklarınızı istemeyerek paylaşırsınız ama siz onlara gittiğinizde sizinle paylaşmazlar ya, işte o tarz misafir çocuklarına bol bol kızdığınız bir kanal bu. İlkokul arkadaşlıkları, komşu çocukları, 23 Nisan kutlamaları ve aileyle sofrada yaşanan yemeğini bitir kavgaları… Ne yapın ne edin bir dinleyin Biç’in hikâyelerini.

Bir acı haber vereceğim, sanırım yayını bıraktı sevgili BİÇ. 2022’nin Aralık ayından beri paylaşım yapmıyor ve kendisini tanıyan biri olmadığından ondan haberimiz maalesef yok. Sevgili Biç, eğer bu satırları okuyorsan lütfen geri dön. Sana döner ısmarlarım dönersen.