22. Sayı
Şiirhane
Saat 9.23
Bal mumundan bir kulübede
Damıtılmış hayaller yudumluyorum
Marazlı öpücükler konduruyor boynuma
Akdeniz’den gelen çöl yağmurları
Yandaki saman balyasında
Fıkırdak ılgımlar görüyorum
Maundan bir tekerlek sürüyor
Altın dişli obur karınca
Haksızlığa uğramış durgun atmacaysa
Kurtlanmış badem içi kemiriyor
Tüysüz kanatlarıyla ermeye çalışıyor
Körpe yürekli buğday torbasına
Beyaz ketenli bir kız çocuğu
Kutupları andıran bir bakışla
Göğe bakıyor, bakıyor göğe
Yere bakıyor, bakıyor yere
Döküyor fokurdayan kelimeleri bir bir
Fakat sözleri geçmiyor
Rüşvet almış orak kordonuna
Çiftçinin kavruk tenli oğlu
Elma cesetlerinin gömüldüğü toprağı eşelerken
Yakuttan boyunduruklara tosluyor
Önce bir tebessüm beliriyor yaşlı gözlerinin çeperinde
Sonra umarsız bir kahkaha atıyor
Ansızın bir el fenerinin cılız ışığı beliriyor ufukta
Kana bulanmış ellerini ağzına götürüyor oğlan
Yankısız ve boğuk bir çığlık basıyor
Tanrı’nın duyamayacağı bir tonda
Saat 9.24
Sanırdım ki elmas incilerim en değerli hazinemdir
Kadife maskemse en nezih latifem
Fakat küf kokulu şehvetli yasalardan öğrendim ki
Yalnızlığın biçare haykırışı sadece omurgayı titretir
Oysa ben gayesini garp yolunda kaybetmiş bir bedeviyim
Güneşi çıplak görmeye layık olmuş bir bedevi
Düşman edinmedim de değil tabii
Yıldızlar, ah o siyah jartiyerli yıldızlar!
Çekin süngüleri! Ateşleyin silahları! Sizden korkmuyorum!
Yakamozlara ödenmemiş bir borcum yok
Fakat sizin köstekli yalanlarınızın karşısında
Matem kaplı ipekten doğrularım var
Bu sırada
Sevgisizlikten kurumuş andız tarlasına açılan kapı
Huzursuz bir dinginlik tarafından tokmaklanırken
Buklelerine motor yağı sıçramış ivedilik
Kulübenin güneş gören köşesinde
Hakikatle pazarlığa oturmaya hazırlanıyor
Fakat bilmiyor ki
Ilgar edecek tek kısrak gün doğumunda topal oldu
Saat 9.25
DEFOLUN!
Bir tek mum ışığı yansısın nurani hatıralarıma!
İkramlık güllerim yok bu sefil bahara!
Oysaki bir zamanlar
Gül bahçelerinin en güzelini konuk ederdim
Çocukluğumu andıran bu kızıl toprakta
Şimdilerde mazi işkence yapılmış bir şiirden ibaret
Yine de sessizlik çığlıklardan çok daha kuvvetlidir
Bu yüzdendir ki
Kara kalemle giriştiğim dostça sevişmeler
Nazmedilmeyi hak ediyorlar bence,
Fakat yavan yumrular ve işlek çizgiler sarmışken hazin sonumu
Ve tartar ordusu kuşatmışken ışıldayan ruhumu
Darbe yapılmış porsuk cümlelere değil
Beni incir ağaçlarına sevdirecek
İlkel ve bakir sözlere ihtiyacım var
Çünkü biliyorum ki
Bugünün vadesi doldu
Dün yeni bir başlangıç
Yarınsa rükû