cum-hu-ri-yet

Yazar

Raf Dergi Ekibi

25. Sayı

Diğer

Milletin egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu kendi seçtiği vekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim şekli.

Cumhuriyet, dilimize Arapça “bir araya gelmiş insanlar”, “halk” anlamına gelen “cemhur” veya “cümhur” kelimesinden türeyerek geçmiştir. Kelime manasıyla “halkın işi”, “toplumun işi” anlamına gelmekte olup kelime türetilirken Roma Cumhuriyeti döneminde "kamu işleri" veya "halkın işleri" anlamında kullanılan res republica teriminden esinlenilmiş.

Antik Roma’da krallık döneminden sonra gelen bu sistem temsilci demokrasinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir. Bu kavram Orta Çağ Avrupa'sında da önemli bir siyasi düşünce olarak varlığını sürdürdü. Özellikle Rönesans döneminde, Antik Roma ve Yunan kaynaklarına olan ilginin artmasıyla "cumhuriyet" kavramı yeniden popüler oldu. Bu dönemde, cumhuriyetçi düşünce biçimi, krallıklara alternatif olarak tekrar tartışma konusu yapıldı. Bu kavram Osmanlı’da da Tanzimat'tan sonra Batı'dan alınan reformlarla birlikte öne çıkmaya başladı. II. Meşrutiyet'in ilanı ve ardından gelen dönemde, Osmanlı topraklarında farklı etnik ve dini gruplar arasında siyasi örgütlenmeler ve fikir hareketleri artarken, "cumhuriyet" fikri de tartışılan temalar arasında yerini aldı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla bu terim, artık modern bir devletin yönetim biçimini tanımlayan bir kelime olarak Türk siyasi ve sosyal hayatına nihai olarak yerleşti.

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından 29 Ekim 1923'te ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti, hem Antik Roma'nın cumhuriyetçi mirasına hem de modernleşme sürecinde Osmanlı'nın deneyimlediği Batılılaşma çabalarına atıfta bulunarak, Türk halkının egemenliğini ve milli iradeyi ön plana çıkardı. Bu yönüyle, "cumhuriyet" kelimesinin etimolojik ve tarihi süreci, aynı zamanda Türkiye'nin modernleşme yolculuğunun da bir yansımasıdır.


"Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz!"
- Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Md.1