Kar

Yazar

Aslıhan Kübra Şamlı

25. Sayı

Öyküler

Karla kaplı sokakta, attığı adımların çıkardığı ses eşliğinde yürüyordu. Ayaklarının yere her temas edişinde, botları ve kar taneleri arasındaki temasın sonucu olarak ortaya çıkan sesi oldum olası çok severdi. Etrafına bakındı, işlek sayılabilecek bir caddede yürüyor olmasına rağmen etrafında çok az insan vardı, kafasını hafifçe gökyüzüne kaldırdı, derin bir nefes alarak soğuk havayı ciğerlerine doldurdu. Varmak istediği yere çok az kalmıştı, biraz ileriden sola dönünce cadde ile kesişen küçük bir sokaktaki o kafeye ulaşacaktı. Kafenin kapısını yavaşça itti, ufak bir çan çaldı ve içerinin sıcak havası yüzüne çarptı. Sıcak hava sayesinde yüz kasları karıncalanıp burnunun ucu kızarırken kendine bir kahve ve bir tatlı sipariş etti. Yeni öğrendiği bir dilde sipariş vermeye çalışırken yaşadığı bocalama hem kendini hem de siparişi alan görevliyi güldürdü. Siparişleri hazırlanırken oturacağı masayı seçmeye koyuldu, işlek caddenin kesiştiği o küçük sokağa bakan camın kenarındaki masaya oturmaya karar verdi. Bu sırada hazırlanan kahvesini ve tatlısını alıp içerisi ve dışarısı arasındaki sıcaklık farkından dolayı buğulanmış olan camın önündeki masaya oturdu.

Yüzü cama dönük bir şekilde oturduğu sandalyede arkasına yaslandı. Gözlerini bir kapatıp bir açarak etrafındaki her şeyi fark edebilmek, içinde bulunduğu anı iliklerine kadar hissedebilmek, olan biteni en ufak detayıyla zihnine kaydedebilmek istedi. Sokaktan geçen insanları gördü, caddeden geçen arabaların sesini duydu, kahvesinin kokusunu aldı, camın soğukluğunu hisseti, tatlısının damağında bıraktığı tadı fark etti. Ne kadar da sıradan bir an diye düşündü içinden, tamamen hayatın içinden, her şeyiyle sıradan bir an. Oysa onun, bu sıradan anın bir parçası olabilmek için ne kadar çabalaması gerekmişti. Yıllar önce hayal etmişti içinde bulunduğu bu anı. Dünyanın bir ucundaki bu şehirde gerçekleştirmeyi istediği hayallerinin gerçek oluşunun nişanesiydi bu an onun için. Yıllardır bunun için çabalamıştı. Bu kadar sıradan bir anın parçası olabilmek için neden bu kadar çabalaması gerektiğini düşündü bir anlığına. Sonra fark etti ki sadece bunun için değil, hayatındaki birçok sıradan şey için çok çabalaması gerekmişti. Hep çok çabalamıştı çabalamasına da eline ne geçmişti peki? Ortalama bir hayatı olan, sıradan bir insandan başka bir şey değildi. Ne çok büyük işler başarmıştı ne de çok önemli birisi olmuştu. Bu durum verdiği onca emeği anlamsız kılar mıydı? Ya da ne olmuş olsaydı anlamlı olurdu verdiği onca emek? Herhangi bir mücadeleyi değerli kılan neydi? Bir cevap veremedi kendine.

Sorular başka soruları doğururken ne kadar olduğunu bilmediği bir süre daha öylece dışarıyı izleyerek düşündükten sonra çantasına uzanıp her zaman yanında taşıdığı defterini ve kalemini çıkardı. Aklından geçenleri yazmaya başladı.

Her insanın bir mücadelesi var bu hayatta. Kiminin kendiyle mücadelesi, kiminin hayatla, kiminin bir başkasıyla, kiminin geçmişle, kiminin gelecekle, kiminin şimdiyle… Herkesin ama herkesin bir şeyle mücadelesi var. Herkes, her saniye, mücadele etmeye devam ediyor ve herkes; kalbinin atabildiği ve beyninin düşünebildiği her saniye, bir saniye önce verdiği mücadelenin galibi olarak duruyor hayatın ortasında. Kiminin mücadelesinin sonucu dünyayı değiştirecek şeyler ortaya çıkarıyor, kimininki ise sadece sıradanlığı sürdürmeye devam ediyor. Kimin mücadelesinin nelere sebep olacağını asla kestiremeyeceğimiz şu kaotik evren düzeninde herkesin mücadelesi biricik ve kimsenin mücadelesi diğerinden daha değerli değil.

Mücadeleyi anlamlı kılan ise sonucu değil, mücadeleyi anlamlı kılan mücadelenin ta kendisi çünkü bir kadının rahmine tutunma mücadelesi ile başlayan hayat, aslında mücadeleler bütününden başka bir şey değil.

Derin bir nefes vererek defteri kapattı, eşyalarını topladı. Sipariş verirken gülüştüğü görevli ile göz göze geldi, gülümsedi. Kapının hareketi ile çıkan çan sesi eşliğinde kafeden çıkarken soğuk havanın yüzüne çarptığını hissetti. Ellerini cebine soktu, ayaklarının altında ezilen karın çıkardığı ses eşliğinde karla kaplı sokakta yürümeye devam etti.