27. Sayı
Diğer
Hayatın zaman zaman insanlara pek acımasız davrandığının farkındayım. Bunun her zaman farkında olmaya çalışıyorum ki karşılaşacağım sürprizlere hazırlıklı olayım. Bu da benim bir nebze savunma mekanizmam sanırım. Zamanla bu savunma mekanizmasının pek de işe yaramadığını fark ettim. İnsan kendini ne kadar kötüye hazırlarsa hazırlasın her zaman aklına gelmeyen bir şeyler kalıyor ve insan o zayıf karnından, o ince halkasından vuruluyor. İşte tam da böyle belki de defalarca üst üste zayıf karnımdan yumruklar yediğim bir süreçten geçtim. Her geçen gün içimdeki “yaşamak” arzusunun azaldığını zannettim. Halbuki beni tanıyanlar bilir ki ben yaşamak ile dolup taşan bir insanımdır. Ben ansızın dans eden, kahkahalar atan o insanımdır. Neşe, benim en güçlü yanlarımdan biri olduğu gibi, kahkaha atmak ve eğlenmeyi bilmek de en sevdiğim yanlarımdandır. Fakat dağılmıştım. Adeta göz göre göre dağılışımı izliyordum. Ve nasıl toparlanabileceğimi de çok bilmiyordum. Bundan birkaç ay önce Mabel Matiz’in Frankfurt’a geleceğini duydum. En kısa sürede bilet almak istedim ki konsere gidebileyim. Fakat yeterli miktarda parayı bir araya getirip de bilet alabilmem neredeyse birkaç ay sürdü. Konser gününe az zaman kala bileti sonunda alabildim. Ve dün akşam konsere gittim. Bütün bu dağılmışlığın, bütün bu kaybolmuşluğun ve hissizliğin içinde sırf bilet aldığımdan ötürü konsere gittim. Fakat son zamanlarda kendime yaptığım en büyük iyilikmiş, bilmiyordum. Konser alanına yaklaşık 3 saat öncesinde gittim. Ben konserlere önceden gidip yer tutmaya bayılırım. Sırada 3-4 saat bekleyince en ön sırada keyifle konserinizi izleyebiliyorsunuz. Üstelik sırada beklerken arkadaş bile ediniyorsunuz. Yurtdışında Türk sanatçıların konserine gitmenin en güzel yanı konserlerin küçük bir kitleye hitap etmesi. Adeta sanatçı sizin için gelmiş ve şarkıyı size özel söylüyormuş gibi oluyor. Hele bir de en önde dinliyorsanız tadından yenmiyor. Mabelciğim şarkılarıyla beni 2014-2015 yıllarına götürdü. O yıllarda “Gel” isimli şarkısı çıkmıştı. Tüm Türkiye’de pek popülerdi ve dinleniyordu. Son zamanlarda çıkan “Antidepresan” isimli şarkısı gibi. Daha sonra “Öyle Kolaysa” isimli şarkısı çıkmıştı ve bu şarkı da beni 2017-2018 yıllarına götürdü. Bu şarkı için platonik aşkların şarkısı diyebiliriz bence. 2023’ün sonlarına doğru çıkan Fatih isimli albümünden bir sürü şarkı çaldı. Her biri birbirinden keyifli ve eğlenceliydi. Fakat bu konserin benim için en önemli kısmı benim hayatımın ışığını ve hayatımın eğlenceli yönünü bana geri getirmesiydi. İçimdeki neşeli beni ve o neşesine, yaşama isteğine tutunan Aybike’yi adeta bana hatırlattı. Bu konser benim gerçekten yaralarımı sardı. Bundan sonra dağıldığımı hissettiğimde kendimi toparlamak adına bu tarz kaçamaklar yapacağım ve sevdiğim sanatçılarla kavuşacağım. Siz de eğer kendinize küçük bir hediye almak istiyorsanız, bir konser bileti insanın kendine alabileceği en güzel hediye olabiliyor bazen.