31. Sayı
Denemeler
Kimi zaman bir tutsak gibi hissettiÄŸiniz oluyor mu kendinize karşı hiç?
KabuÄŸundan sıyrılıp dünyayı keÅŸfetmeyi isteyen ve bekleyen bir minik meraklı yolcu oluyor musunuz mesela?
Kurallarını, iznimizin olduÄŸu gizemli sınırlar ölçüsünde nitekim bizim koyduÄŸumuz naçizane hayatlarımıza bütün yaÅŸamımız boyunca kaç anı sığdırıyoruz kim bilir...
Anıların içindeyse:
Kaybolmak, hatırlamak, unutmak , özlemek, sevmek, aÄŸlamak, empati kurmak, fedakar olmak, gülümsemek, tebessüm etmek, korkmak en çok da her ÅŸeye raÄŸmen tevazu sahibi olabilmek oluyor belki de...
Sayabildiklerimiz bu kadar gibi görünse de bence biz sayamadıklarımızdan içimizde, ruhumuzda yanardaÄŸ misali en dipte olanlardan sorumluyuz. Özellikle de duygularını içinde yaÅŸamayı tercih edip dışına vurmaktan biraz çekinen bir insansak...
DüÅŸünsenize mesela tamamen size ait bir motokaravanınız var hep hayallerinizdeki gibi antika, turkuaz renkte hafif gıcırtılı, yürüdüÄŸünüzde hafif ses çıkan, rengarenk aksesuarlar ile süslenmiÅŸ , içinde kamp malzemelerinizin, konserve yiyeceklerinizin olduÄŸu bir dolabınızın bulunduÄŸu, kitaplarınız için boÅŸ kapaklı bir raf olan , mini tuvaletinizin ve simetrik ÅŸekilde tuvalet kağıdı rulolarını dizdiÄŸiniz minik dolabınızın olduÄŸu, gördüÄŸünüz her boÅŸ yere kendi yaptığınız çizimlerinizi astığınız, sonbahar temalı kiremit rengi rustik perdenizle, tertemiz, kendi çapında ziyadesiyle özgün ve özgür mükemmeliyetçiliklerden uzak bir motokaravan...
Rotasız adımlarınıza eÅŸlik eden en güzel yol arkadaşı hatta...
Sevdiğiniz melodilerle hatta retro plağınız eşliğinde keyifle yaptığınız bir yolculuk...
Uçsuz bucaksız keÅŸfedilmeyi bekleyen yemyeÅŸil bir yol ve kendi benliÄŸiniz ile baÅŸ baÅŸasınız.
Yolculuk size çok ÅŸey katmaya baÅŸlıyor; bazen yola çekilen ÅŸeritlerden birinin diÄŸerlerine uymayan simetrisine bakıp dalgın oluyorsunuz, bazen ise birisi tarafından azar yemiÅŸ gibi dikkatli bir sürücü olurken bazen de aÄŸlamaktan ÅŸiÅŸen gözlerinizle yolu yarıda bırakıp dinlenmek istiyorsunuz. Sonuçta hayatta her ÅŸey bizim için öyle deÄŸil mi ?
Kaybolmak da, yolu bulmak da, aÄŸlamak da, gülmek de...
Kamp sandalyemiz de kırılabilir, tekerimiz de patlayabilir, kaza da yapabiliriz, kafamıza kuÅŸ da pisleyebilir; fakat bunların yanı sıra ÅŸarampole savrulup mucizevi ÅŸekilde hayatta kalarak hafif bir yaz yaÄŸmurundan sonra tepelerin ardında yüzünü gösteren utangaç güneÅŸ eÅŸliÄŸinde dere kenarında otururken gökkuÅŸağına da rastlayabiliriz. GökkuÅŸağı göz kamaÅŸtırırken de manzaraya karşı içine sevdiÄŸimiz her ÅŸeyi koyarak yaptığımız yargılara baÄŸlı kalmayan sınırların dışında bizce saÄŸlıklı olan salatamızı yiyebiliriz.
Ä°yisiyle kötüsüyle acısıyla tatlısıyla siz etrafı keÅŸfettiÄŸinizi farz ederken asıl keÅŸfettiÄŸiniz ÅŸey kendi benliÄŸiniz, ruhen ve bedenen zorluklara karşı yılmadan ilerlemeye çalıştığınız kendinizle olan mücadeleniz olacak.
Rotasız adımlarınıza eÅŸlik eden naif ve bilinmez yollar, yaÄŸmurlu günler, fırtınalar, güneÅŸler...
Her sabah umutla yüzünü yeniden gösteren güneÅŸ, serin sabahlar, tablo gibi dökülen yapraklar ve direksiyon başında siz varsınız.
Üstelik daha ehliyeti alalı dört yıl olmuÅŸken, hayatın en deli dolu ama bir yandan da yalın evresindeyken, keÅŸfetmeye meraklı bir gençken...
DoÄŸrular ve yanlışlar olgularına takılı kalmadan daha doÄŸrusu olgularınızı kesin yargılara hapsetmeden özgür bırakıp bilinmezlikleriniz, yanılgılarınız ve kaygılarınız ile devam ettiÄŸiniz bir yoldasınız.
Dikkat ettiÄŸiniz tek bir durum var o da her ÅŸeye raÄŸmen hayallerinizi serbest bırakmak çünkü bana göre ruhen ve bedenen rahat bir zihinde düÅŸünülen hayaller , yapılan planlar hayatta özgür oldukları için gerçekleÅŸme potansiyeli bulurlar.
Bence biz çoÄŸu zaman özgür bırakabildiklerimizle yola devam ederiz. Geride kalanlar ise henüz aÅŸamadığımız fakat sorun gözüyle de bakmadığımız, adeta güneÅŸin ardından geliÅŸen yaÄŸmurlu bir hava gibi farz ettiÄŸimiz kaygılarımız olur.
Hayallerimiz de ruhen ve bedenen sağlıklı olduğumuz evrede en az kaygılarımız kadar yer kaplar zihnimizde.
Bizim müsaade ettiÄŸimiz kadar olmasını isteriz her ÅŸeyin ama kaygılar kapıyı çalarak gelmezler ki!
“Sayın davetsiz misafirler, lütfen gider misiniz?” de diyemeyiz.
Onlar eşsiz yolculuğumuzda bizi yalnız bırakmak istemeyen tatsız arkadaşlardır.
Fakat eÄŸer ki biz kendimizle olan bu yolculuÄŸumuzda direksiyonu çoÄŸunlukla kendimiz tutabilirsek yani kontrolü elimizden geldiÄŸi kadar kaybetmezsek izinsiz kendi alanımıza giren tatsız arkadaÅŸları da kapı dışarı etmiÅŸ oluruz.
Çoklardan, hiçlerden, enlerden, amalardan, fakatlardan, aslalardan hoÅŸlanmayan alışılagelmiÅŸ kalıplar yerine eÄŸer, oysa, mademki, belki, iyi kileri yerleÅŸtirmek isteyen bir yolcudan sevgilerle...
Belirsiz rotalarınız ve özgür bıraktığınız sevgili ruhunuz ile nice gün doÄŸumları ve eÅŸsiz gün batımları dilerim.
Unutmayın hayatınızın yolu da, yolcusu da, ucu da, bucağı da sizsiniz.