Safranbolu Eskisi
Bir mart günü sabahında geçiyorum kalacağım konağa ve beni uykusundan henüz uyanmış olan Nazire teyze karşılıyor pijamalarıyla
Devamını okuDergimizin her sayısındaki birbirinden değerli şiir, deneme, hikâye, röportaj, film-kitap analizi ve diğer tüm içerikler sizlerle buluşmayı bekliyor.
Bir mart günü sabahında geçiyorum kalacağım konağa ve beni uykusundan henüz uyanmış olan Nazire teyze karşılıyor pijamalarıyla
Devamını okuGüneşin ilk ışıkları ayak uçlarına değiyordu. Başlayacağı günün onun için bir önemi var mıydı bilinemez. Haftalarca hastanedeydi Ali Bey, bir ayağı değil artık iki ayağı da çukura girmişti. Nasıl sürdürmüştü 70 senelik hayatı
Devamını okuMerhaba sevgili Raf Dergi okurları, Podcast dinlerken en önemli kriterlerimden birisi podcast yapan kişinin doğal ve samimi olmasıdır. Kendi hayatından örnekler verip içini açan kanallara gerçekten hayranım. Çünkü aslında bu hiç de kolay bir şey değil
Devamını okuSanatın; insanın estetik zevkini geliştirdiğini, yaşamdan daha çok keyif almasını sağladığını düşünüyorum. Bakan gözler açılıyor, bu açıdan çok değerli. Görmeyi geliştiriyor. Hayat, kesinlikle daha güzel oluyor
Devamını okuİran’a gideceğimizi, hem de iki kadın olarak gideceğimizi söylediğimde inanın herkesin ama herkesin ilk tepkisi “Ne işiniz var orada?” olmuştu. Ben de bıkmadan usanmadan çok merak ettiğimi, İran’da büyük bir kültürün var olduğunu ve aslında çok benzer olduğumuzu anlatmaya çalışmıştım
Devamını okuBir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir anne keçi arkadaşlarıyla dışarıya çıkmaya karar vermiş. Çocuklarına demiş ki: “Çocuklar biz teyzelerinizle alışverişe çıkıyoruz. Koca dişli kurt gelirse sakın kapıyı açmayın
Devamını okuKimseler duymasın içimde sen varsın, kuşlar içimden düşümden uçmuş ve içimde umutlar, bakma bana öyle aynanın içinden
Devamını okuİzlerin silinir belki diye yürüdüğümüz yollardan geçtim. Ne mi oldu? Silinmedi. Ama çok huzurluydum o gün. Sanki bir hesaplaşma gibiydi. Defteri kapatma ve alacak verecek bir şeyin kalmamasıydı
Devamını okuNobel Edebiyat Ödülü sahibi André Gide, bir keresinde “Sadece tekrar tekrar okunmak için yazıyorum.” demiş. Gayet mantıklı bir hedef, zira en iyi romanlar kendini tekrar tekrar okutabilenlerdir.
Devamını okuArs Nova ile birlikte Geç Orta Çağ’a girilmiştir ve bu dönemde çok sesli eserler, özellikle seküler eserlerde, daha yaygın hâle gelmiştir
Devamını okuNeden hâlâ bir şey yapmıyor? Ona ne kadar ihtiyacı olduğunu görmüyor mu? Onsuz gözlerinin önünde çürürken beni kaybetmekten hiç mi korkmuyor?
Devamını okuYasımı bir başıma tutuyorum. Ben, ayinim ve yalnızlığım, üçümüz çok tatlıyız
Devamını okuHavada hüzün hâkimiyetini korumakta. Yağmur bulutlara gizlenmiş salınıyor bir o yana bir bu yana. Penceremden bir mevsim daha eksiliyor yavaş yavaş, lavanta kokulu bir ekim daha bırakıp gidiyor
Devamını okuRöportajdan az önce geldim. Onca kalabalıktan, onca karmaşık düşünceden ve onca savrulan cümlelerden kendime kalan; “Çabalarımız değersiz, merhametimiz yorgun ve yaralı
Devamını oku