16. Sayı - Edebiyat, Kültür ve Sanat Dergisi
16. sayımızda yer alan yazıları online olarak okuyabilirsiniz.
Podcast’te diğer mecralardan farklı olarak yalnızca sesinizle ve fikirlerinizle insanları tutmaya çalışıyorsunuz. O yüzden hem enerjiniz hem de hazırlığınız çok önemli [...]
Devamını okuYıllar sonra bana Orta Doğu’yu hissettiren ama Avrupa’nın moda başkenti Milano [...]
Devamını okuKaşık Hanım o sabah postacıyla konuşmamaya kararlıydı. Kafasını kaldırır kaldırmaz güneş ışınları yaydan çıkan birer ok gibi gözlerinin en içine işledi [...]
Devamını okuNe zaman neredeydi şimdi hatırlamıyorum, bir yazara ait olduğu söylenen bir söz okumuştum: “İnsan sevdiği kelimelerden anlaşılır.” diyordu. Varsayalım öyle [...]
Devamını okuHızımıza hız kattığımız, her geçen gün ile yetişmemiz gereken sayısız işimizin çıktığı bir çağdayız. Durmanın ve yavaşlamanın, uzaktan kendine bakmanın, hiçbir şey yapmadan düşünmenin neredeyse imkânsızlaştığı bir dünyadayız [...]
Devamını okuİkindi vakti yağmurlu bir günde, içine deniz sızmış şehirlerden birinde, değerini sadece şairlerin bildiği bir cümlede [...]
Devamını okuÖlüme koşuyoruz adeta, bir avuç sırtlana yemek taşırken ölüme koşuyoruz [...]
Devamını okuBugün gençliğimizi konuşmak istiyorum sizinle. Biliyorum ki siz de okuduğunuzda benimle konuşuyormuş gibi cevap vereceksiniz [...]
Devamını okuKuşların kanat çırpışı hep çocukluğumu hatırlatır bana. Çocuk olmak bir mavi denizin üzerinden ansız süzülüp gitmekmiş [...]
Devamını okuTekerlekli sandalye ve yaşlı kadın, bir ömrün habercisi baston, kıvrılarak hastane koridorundan, ölümü nefesime katıyor [...]
Devamını okuEksiğim var, kapanmayan yaram, yarıda kalmış hevesim. Böyle yarım, böyle natamam, bir tuhaf halim var sen sorma [...]
Devamını okuLeylim nehâra döndü, sen bana dönmedin. Yazım kışa döndü, gülüm dikene; canım cehenneme döndü, sen gelmedin. Bu ne müthiş bir gidiş, ne muhteşem terk ediştir [...]
Devamını okuDuyunuz efendim, yerinden fırlarcasına çarparken şu kalbim, göğüs kafesimde dövüş tutsa aklımla ve büklüm büklüm düğümlenirken midem [...]
Devamını okuŞehirleri seçiyor taşıtlar, şehirlere taşıyor gürültüsü, kalabalıklardan kaçarken kendisi, kalabalıklara karışıyor karartısı, işte böyle bir baş ağrısı [...]
Devamını okuKendinden yaşça küçük birine âşık olduğu için toplum ve değerler tarafından duyguları ve ruhu incitilen bir kadın, bir öğretmen, İngilizce öğretmeni, söz yazarı: Çiğdem Talu [...]
Devamını oku94. Oscar Ödülleri’nin adaylıkları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Bu yıl da, bazı adaylıklar mutlu ederken; aday olmayan bazı isimler ise tartışma konusu oldu [...]
Devamını okuBir yaşamak ki aheste adımlarıyla bir ölümün uçuruma yürümesi gibi... Telaşsız ve sakin bir sadelikte zamansızlıkları atması önce, yetişilemeyen her zaman için [...]
Devamını okuZaman mıydı bizi biz eden, bizi bizden eden? Bu aralar herkes keyifsiz. Herkesin başını alıp gidesi var. Allah’a ısmarladık demeden, zamana aldırış etmeden, kendini hesaba katmadan, içindeki gayesizliği, içine gömüldüğü hiçliği umursamadan [...]
Devamını okuDışarı çıkıp ağaçlara sarıldığın günler olacak, dünyayı çok sevdiğinden değil, dünyanın seni sevmesini istediğinden, belki de o ağacın seni hatırlamasını istediğinden, yani ihtiyaç gerektirdiğinden [...]
Devamını okuDüş yüreğime yağmur, nasıl düşüyorsan düş, özgürsün. Damla damla şerbetin hatırama dökülsün, yıldızlardan haber getirip ruhuma koş [...]
Devamını okuYa üstünde bu yerin ya altındadır yerin ya ateşler içinde ya deniz kadar serin [...]
Devamını okuYumuşak, tüylü, bir çarşaf gibi pürüzsüz sırtı. Gün karanlık başlıyor, kara kapkara! Soğuk. Aldırmadan, kapıdan çıkıyorum. Aracın varmasına daha var. Saat dokuzu vurmamış. Ona da bir göz atayım, uyandı mı bir bakayım [...]
Devamını okuBoştu, bomboştu. Zihninin olağanca doluluğuna rağmen ruhu bomboştu. Sahi zihin neydi, ruh neydi? Bilmiyordu. Tezatları biliyordu. İnsan denen varlığın içinde ne kadar çok tezat barındırdığını biliyordu. Bir neden arıyordu. İçinde bilmediği bir yerlerde hissettiği bu boşluğun varlığına dair bir neden [...]
Devamını oku