Biri Var
O yokken nasıl yaşadığımı unutturan, hissetmediğim tüm duyguları bana hissettiren biri var [...]
Devamını oku11. Sayı - Edebiyat, Kültür ve Sanat Dergisi
11. sayımızda yer alan yazıları online olarak okuyabilirsiniz.
O yokken nasıl yaşadığımı unutturan, hissetmediğim tüm duyguları bana hissettiren biri var [...]
Devamını okuSevgiyle büyüyen çocuklar kurtaracak dünyayı ellerinde balonlar, renkli kalemlerle resim yapan [...]
Devamını okuBugün aynada kendime baktığımda biriyle karşılaştım. Hep aceleyle, beklentiyle, hayal kırıklığıyla baktığım aynada, benden uzakta bir beni gördüm. Yüzüm, bakışlarım, izlerim, duygularım; aynada bana bakan biri [...]
Devamını okuYanında duran, derin düşüncelere esir olmuş bu adamı yıllardır tanıyormuş gibi hissedip anlam veremediği bir güven duygusuyla dolmuştu. Henüz tanışalı bir günden kısa zaman olmasına rağmen içinde duyumsadığı, kalbini sarsan bu his de neydi böyle [...]
Devamını okubir güneşin doğuşunu hatırlıyorum, vuruyor perdesiz eve, eğilip kalkıyor gölge bir de gemilerin yanaştığını hatırlıyorum [...]
Devamını okuHepimiz içimizden bir sesin: “Alıp başımı gidesim var”, dediğini duymuşuzdur. Her ne kadar öyle olmadığına inansak da bazen çevremizdeki insanlar bizi, hatta bazen de insan kendini yorar. Bunu olumsuz algılamak gerekmiyor [...]
Devamını okuHayatın ta kendisi. Hiçbir zaman sözlerimi eğip bükmem, onu incitip bunu kırarım felsefesiyle otosansür uygulamam. İlhamım hayatım, bildiğim hayatlar, olmasını istediğim hayatlardır. Ötesine inanmam [...]
Devamını oku“Asla, asla deme. Her zaman denenecek başka bir şeyler vardır.” “Gerçekten her yerde kötülük mü görüyorsun?” Filmin içindeki en vurucu sözlerden ikisiydi benim gözümde. Christophe Barratier imzalı film, İkinci Dünya Savaşı sonrası Fransa'sında, Gérard Jugnot tarafından canlandırılan Clément Mathieu adlı bir öğretmenin [...]
Devamını okuİnsan, her devirde aynı maya ile yoğrulmuş bir şekilde doğuyor. Kendi hayatımda çok defa Gregor Samsa oldum. Komşum, öğretmenim, arkadaşım, yoldan geçen biri... Her biri bana baktığında farklı rollerimdeki beni, Gregor Samsa olarak gördü [...]
Devamını okuHikâye bir fabrikada başladı. Uf… Nasıl da dalmışım. Sanki biri beni tokatlamış gibi bir hisle uyandım. Sıra sıra bir yere gidiyoruz sanırım şu an. Baksana baya da kalabalık var. Dışardan biri görse aldırmaz bile [...]
Devamını okuMünir Özkul ve Adile Naşit’in başrollerini paylaştığı, “Turşu suyunun iyisi limonla mı olur yoksa sirkeyle mi?” kavgası ile başlayan Yeşilçam’ın o güzide aile filmlerinden olan Neşeli Günler [...]
Devamını okuUçurumun kenarındayım. Sanki her an düşecekmişim gibi hissediyorum. İçim ürperiyor, bakamıyorum. Tutunamıyor yalpalanıyorum [...]
Devamını okuHer ne kadar intihar kelimesi lügatlarda ölümle bağdaşsa da... Pek az kimse bu yolla ölür aslında. Şairler, farz-ı misal şiirlerini yakarak ölürler. Kadınlar, saçlarını keserek [...]
Devamını okuEkim ayı... Güzel bir sonbahar perşembesiydi uçağa bindiğimde. İndiğimde “Oraya vardığında İstanbul köy gibi gelecek sana.” dedikleri çınladı kulağımda. İçim ürperdi. Gerçekten de öyleydi. Daha havaalanına yeni inmiştim [...]
Devamını okuGüverteye doğru gidiyorum. Dün gece iyi uyuyamadığımdan başımın ağrısı rahatsızlık veriyor. Üstelik deniz seyahatlerine de bir hayli yabancıyım. Denize aşık biri olmama rağmen... Havanın kararmasına birkaç saat var ve güneş bugün çok güzel parıldıyor [...]
Devamını okuKalemin kudreti kılıçtan keskin, onu eritemez şavkı güneşin, vicdanın üstüne edilmez terkin, iyi ve kötüyü ayırmaya bak [...]
Devamını okuKitabın ismi bile konusuna dair detay veriyor aslında. Uzunca bir ön sözle başlıyor kitap. Sabırla okumanızı tavsiye ederim. Genellikle kitapların ön sözlerini okumamama rağmen bu kitabın ön sözü beni kendine çekti ve büyük bir dikkatle okudum [...]
Devamını okuHafıza; sahibini tehlikelerden korumak için iyiliklerden çok kötülükleri biriktiriyor. Acıların, tehlikelerin ve öfkelerin altını koyu koyu çiziyor, kuşkuları artırıyor ve kızgınlıkları körüklüyordu [...]
Devamını okuYanıyorum Tanrım cehennem bu mu? Pişmanlıklar, vazgeçişler... Ezilsin, üstüne bastığım dünya [...]
Devamını okuhep bir dağ, nasıl da homurtusuyla, orman yalnızlığı, açılması gereken suç gibiydi içimizdekiler [...]
Devamını okuEylemsel bir gerçekliği yok ellerinin, uzakta öylece duruyorlar, sakince öyle de güzel [...]
Devamını okuBen daha çok küçükken bizim alt katımızda oturan Neriman adında tatlı bir teyze vardı. Emekli öğretmen kocası ve benden üç yaş büyük olan kızı Suzan ile sessiz sakin yaşardı. Arada bir kızıyla birlikte bize oturmaya gelirlerdi [...]
Devamını oku