17. Sayı
Röportajlar
Beden dili önemli, niye? Beden dili bedenimizle, ellerimizle, göz temasımızla, mimiklerimizle verdiğimiz mesajlardır [...]
17. Sayı
Röportajlar
Merhaba, ben Burcu Ural Kopan. Çocuk kitapları editörüyüm. Marsık Kitap’ın ortağı ve genel yayın yönetmeniyim [...]
17. Sayı
Editörden
Merhaba sevgili okur... Sizlere bu şekilde seslendiğimiz iki yıl geçti. Raf'ın serüvenine hangi noktada dâhil olduysanız, o andan itibaren bu ailenin bir parçası haline geldiniz. Çabamız, emeğimiz, birliğimiz önce ekibimize, daha sonra da siz okurlarımıza ve yazarlarımıza ilham ve umut olsun istedik [...]
17. Sayı
Şiirhane
Pılını pırtısını toplayıp dünya, gidiveresiymiş bir akşamüzeri güya. Kıyamet derlermiş adına, bu bahar günü ne gereği varsa [...]
17. Sayı
Kitaplık
Yabancı dilde okumayı sevenler için çok güzel bir kitap önerisi ile geldim bugün. Kitabın orijinal dili İngilizce, ben Almancasını okudum. Hakkında pek az bilgiye sahip olduğumuz kadın haklarının ve kadın hareketlerinin tarihçesini çok basit bir anlatımla anlatan bu kitap, oldukça ilgi çekici [...]
17. Sayı
Öyküler
Kimi zaman Kafdağı’nın ardına kadar uzanan, kimi zamansa arandığında bir türlü bulunamayan anahtar misali öz güvenini düşünerek suyundan bir yudum daha aldı. Yetişirim sandığı ve bu yüzden ağırdan aldığı hazırlanma aşamasının son beş dakikasına girmişti [...]
17. Sayı
Öyküler
Annesi, babasından ayrılarak yeni bir adamla evlenip evi terk ettiğinde ona ne bir seçenek sunulmuş ne kiminle yaşamak istediği sorulmuş ne de kendisini bekleyen bu sefil hayata karşı biri tarafından hazırlanmıştı. Gidenin yerini doldurmak öyle kolay olmaz elbet, ama [...]
17. Sayı
Denemeler
Duygusal zayıflık öyle zamansız yerlerde belli ediyor ki kendini, insanın belki de en savunmasız kaldığı an. Belki hiçbir zaman düşünmeyeceğin cümleleri kurarken buluyorsun kendini. Seni istemiyorum diyene neden diye sormak gibi bazen [...]
17. Sayı
Şiirhane
Ahenkli tabloya çizilmiş bir manzara gördüm ateşle dans eden notalar eşliğinde çaydanlıktan bardağa dökülen yürek demine ve o eşsiz suskunluğun içinden [...]
17. Sayı
Şiirhane
Bu gece yarısı, bu beton kentten bütün çirkinlikleri götüren senin sesindir, karanlığa mavi gömlek giydirdin diye yüzünü alıp yağmursuz umutlarıma [...]
17. Sayı
Şiirhane
Kırk yıl nadasa bıraktım düşlerimi. Sonra hüzün tohumlarını serptim. Biraz da sevinç çiçekleri... Bilirim hüzünler hep zamansız açar. Çünkü hüzünler mecburdur bir hayatta nefes almaya [...]
17. Sayı
Denemeler
Acaba bize bugün biraz dün mü gerek, yoksa biraz yarın mı gerek? Dünya çelişkilerle doluydu. Her şey birbirine zıt idi. Ve günler hep aynı. Hepimizin hikâyesi farklıydı aynı gök kubbenin altında; gönlümüz ise apayrı [...]
17. Sayı
Şiirhane
Bir çift siyah göz kapımın aralıklarından bana bakıyor masum mu, küstah mı anlamıyorum siyah gözlerden [...]
17. Sayı
Denemeler
Bugün sizinle bir çocuğun dünyasını kurmak üzere konuşmak istiyorum... Çocuk olmak sahip olduğunuz imkanlarla büyüyüp hedeflediğiniz isteklerle geliştiğiniz bir dünya kurmaktır. Bebek sahibi olanlar için bir bebekli denmez. Bir çocukları var denilir, ne garip [...]
17. Sayı
Gezi Yazıları
Güneşin çocuğu olan ben, Kanada kışlarında kış uykusuna yatma eğilimindeyim. Yapılacaklar listemdeki en değerli hayallerimden birine ulaşma çabasıyla konfor alanımdan dışarı adım atıyorum [...]
17. Sayı
Şiirhane
Gün doğumu, bir dua karanlığı örten. Vaktin içinde ufalanıp, toprağa karışır endişem [...]
17. Sayı
Şiirhane
Tüm geri dönüşlerin en arkasındaydım, saflar sıktı, ben bilmem kaçıncıydım, ben bilmem kaç inciydim sıralanmış istiridyesini kaybetmiş [...]
17. Sayı
Şiirhane
Yusuf’un güzelliğine hayranlık durur iken, çirkinlik yarışında saf tutmak acep neden? Birinciye pâye nedir de koşar, var mı bilen? Bunca kibir bel büker iblise dahi yüklesen [...]
17. Sayı
Şiirhane
Yoldaşız kardeşim yol-daş, bizim yolumuz ortaktır acılarımızın tadı aynıdır şekli farklı olsa da ve gözlerimiz kapalı kafa tutuyoruz yalancı gelen hayata [...]
17. Sayı
Öyküler
Kaç yaşına gelirse gelsin insan kendini ana olduktan sonra var olmuş sayıyor. Yüreğinin bir parçasını başka bir bedene emanet etmişçesine hayatının tüm düğüm noktalarına onu koyuyor. Tek bir şeyi unutuyor; toprak, sevdiklerimizi bizden daha çok seviyor [...]
17. Sayı
Diğer
Kapının önünde elimde siyah küçük bir bavul ile buldum kendimi. Alelacele tepiştirilmiş birkaç parça eşya ne kadar ağır olabilirdi? Sanki eşya değil de yaşananların yüküydü taşıdıklarım. Yaşanmasına göz yumduklarım, hayal kırıklıkları, olmazlar [...]