27. Sayı - Edebiyat, Kültür ve Sanat Dergisi
27. sayımızda yer alan yazıları online olarak okuyabilirsiniz.
Yekta Kopan öykülerinin kadınları, kardeşleri, aileleri var. Böylesi gerçekçi bir gözlem bazen bizi “Aile Çay Bahçesi”nden Müzeyyen Abla’ya götürüyor [...]
Devamını okuBabam vefat etmeden önce, aylarca kaldığı yoğun bakım ünitesinde onunla ilgilenen Dr.Selen'e [...]
Devamını okuSessizlik hakimdi. Sadece klavye sesi duyuluyordu. Konuşmak yasaktı, gülmek, hareket etmek, telefona bakmak yasaktı [...]
Devamını okuUzun ve soğuk gecelerin sonunda baharın göz kapakları açılıyor üzerimize. Sümbüller, menekşeler, kardelenler toprağın karnından bir bir doğuyor [...]
Devamını okukaranlık bir kutbun yeni yetme ışıklarında terk edilmiş bir kilisenin köşebaşında, öylece [...]
Devamını okuher gündoğumu diledim bir mezarı, insanların çabasızlığına karşı durmayı [...]
Devamını okuRAF Dergi 2024’e heyecanlı bir solukla başladı: “Rafügüzaf Kitap Kulübü”. Nasıl olur, nereden başlarız, diye düşünürken “Bildiğimiz yerden başlayalım, kervan hele bir yola çıksın.” dedik [...]
Devamını okuBir şeyler nüksediyor. Nefes alıyorum. Göğsümün havalanışını ağır çekimde hissediyorum [...]
Devamını okuKollarına sıkıştırdığın çiçekler kadarsa ömrün, Kim bilir neler anlatırdı dalları, yaprakları [...]
Devamını okuBen konuşurken dinlemeyenler! Artık susmak istiyorum. Kazandıklarıma rağmen ve kaybettiklerimden itibaren [...]
Devamını okuMerhaba Raf Dergi’nin Podcast dinlemeyi seven okuyucuları, bugün size benim için tam bir “Çekirdek, çay ve kızlarla muhabbet” havası veren bir kanalla geldim [...]
Devamını okuSanırım ayakkabısının altı delikti. Delik dediysek öyle kocamanından değil. Yine de sağ ayağının altının ıslandığını ve bu durumdan bir hayli rahatsız olduğunu dışarıdan bir gözle izlediğimde anlayabiliyordum [...]
Devamını okuHayatın zaman zaman insanlara pek acımasız davrandığının farkındayım. Bunun her zaman farkında olmaya çalışıyorum ki karşılaşacağım sürprizlere hazırlıklı olayım [...]
Devamını okuSokağa açılan tüm kapıları kapatın. Hatta güneşe açılan pencereleri de [...]
Devamını okuYorgun gözlerle yola doğru baktı. Gitmek eylemi düşmüştü aklına bir kere. Bin kere düşündü bir kere gidecekti. Ayak tabanlarına tunç çivilenmiş gibiydi [...]
Devamını okuYaşamak, bir tiyatro oyunu olsa gerek. En arka sıraya oturmuşum hem de isyan ederek [...]
Devamını okusisli soğuk bir günün sabahına, yıpranmış insanların olduğu bir dünyada uyandım bugün [...]
Devamını okuBir ömre çok hayat sığdıramam ki Bari heba olmasın aldığım nefes [...]
Devamını okuFilm izlemek için en uygun mevsimin kış olduğunu düşünüyorum ya da en azından ekim ayı olmalı. İçimde iyi bir film izleme dürtüsüyle bugün ilk defa hakkında hiçbir araştırma yapmadan bir DVD aldım [...]
Devamını okuBilmez adın ağzımda en tatlı baldır, Çiçekten çiçeğe konmuş bir arı [...]
Devamını okuFransız felsefeci, yazar, çevirmen ve akademisyen olan Maxime Rovere, daha çok Spinoza hakkındaki çalışmalarıyla tanınır. Spinoza’nın mektuplarını çevirmiştir [...]
Devamını okuDışardan duyulan sessizlik bu içerden gelen, derinlerde yankılanan sessiz çığlıkların. Kahve kokulu bir yağmur etkisi var ortamda. Her yer bilinmezlik [...]
Devamını okuBiliyorum, bilmezsin sevgiyi. Geminin kamaraları her daim boş [...]
Devamını okuSevgili Candan, Nasılsın, yıllar sonra binlerce Candan’ı arkanda bırakırken? Söyle nasılsın [...]
Devamını okuEğer yaşamak denirse buna, yaşıyorum! Yüz yıllık bir çınar gibi yıkık ve dökük [...]
Devamını okuCep telefonuma gelen Bursa-Ankara otobüs biletinin kısa mesajı trenle gidip uçakla döneceğimiz doğu seyahatimizin işaret fitili oldu [...]
Devamını oku